Flazéda! s13b06: Diskolar Ağlamasın, Şeker de Yiyebilsinler

RuPaul Drag Race 13. sezonu gelmiş geçmiş en kötü bölüm olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. İlker Hepkaner ve Bawer Murmur, sezonun şu ana kadarki en sevmedikleri bölümüne dair artık daha fazla kibar olamıyor ve salon geyi çizgilerinden çıkıyorlar. 2009’dan beri ekranlarda olan yarışmanın en kötü çelınçlarından birini izlerken neden kurdeşen döktüler, konsepti anlamayan kraliçelerin kılıklarından neden nefret ettiler, Ru’nun tüyü bitmemiş lubun gururuyla oynaması karşısında neden sinirlendiler? Hepsi ve daha fazlası Velvele Drag Race Halk Kütüphanesi 2000’lerin başı MIRC edition’da. s13b06’ı izlemediyseniz sohbetle burada vedalaşmanızı tavsiye ediyor, sorumluluk almıyoruz. Bu seriyi ilk kez okuyorsanız, önceki bölümlere de göz atmanızı tavsiye ediyoruz.

1. bölüm
2. bölüm
3. bölüm
4. bölüm
5. bölüm


İlker: Anlat bakalım, nasıl geçti disko gecen? 

Bawer: Rezalet bir bölüm! Artık her yeni sohbete böyle başlayacağımdan neredeyse eminim. İzlediğim şeye inanamıyorum, o paçoz konsepte inanamıyorum, gereksizlik abidesi detaylara inanamıyorum, bize reva gördükleri şeye inanamıyorum. Geçen bölüm söylediklerimde haklı çıktığım için mutlu bile olamıyorum. 13. sezon freni patlamış bir şekilde yokuş aşağı gidiyor resmen. Senden n’aber? 

İlker: RPDR büyük bir yaratıcılık sorunuyla karşı karşıya. Ülkenin en yetenekli drag sanatçılarını bir araya getirip, onlara saçma sapan challenge’lar vermek suretiyle bizleri baymaya and içmişler gibi. Mesela sana bir soru, şu hayatta kaç defa duvar kağıdını birisinin üzerinde gördüğün zaman evine alıp duvara yapıştırdın? 

B: O anaokulu duvarlarından başka bir yere yapıştırılmasının KHK ile yasaklanması gereken kağıtların bu lubunya şovunda işi ne? Hangi lubunya duvarlarını onlarla kaplar? Bu ne bilimsizliktir!!! Kazık kadar insanları soktukları o haller nedir? Bu şov neden yetişkinleri sürekli bebek kılığına sokmakta ısrar ediyor? Devlet Bahçeli – Gülmedim meme’i gibi izledim o mini çelıncı.

İ: O duvar kağıtlarını kabuslarımızda bırakıyor, esas challenge’a geçiyorum o zaman. RuPaul Açık Öğretim Fakültesi Disko Seçmeli dersini nasıl buldun?  

B: Keşke o odada ben olsaydım da Ru’ya iki carlasaydım. 60 yaşında yılların lubunyası, sabi sübyan üzerinde entelektüel mastürbasyonu yaptı. Tina Burner ve Tamisha Iman dışındaki yarışmacıların 31 yaş altı olduğu bir ortamda, 70’lere dair sözlü yapması, sonra bir de bilmeyenlerle dalga geçmesi, onlarla eğlenmesi filan… İstanbul Nişantaşı Love Club geylerinin kenar mahalleden gelenlerimize yıllarca yaptığı sınıfsal işkence gibiydi. TETİKLENDİM ADETA! Tabii ki bu kadar özgüvenleri üzerinde tepinilmiş yarışmacılar da rezil rüsva ettiler kendilerini sonrasında. Her anlamda lüzumsuz bir çelınc, ruhumuzu emen bir bölüm oldu. Yayında ve yapımda emeği geçen herkesi Allah kahretsin! (Bu bedduam umarım ciddiye alınıp bana dönmez, teşekkürler)

İ: RuPaul kesinlikle Love’dan şikayet ettiğinde asla anlamayan tiplerden. “A a neresi kötü ki?” “Neyi sorun ettin şimdi anlamadım…” dediğini duyar gibiyim. Cidden geçen haftalarda değindiğimiz bu herkesin aynı şekilde bildiği ve uyguladığı kültür arşivini yaratıp bunu tüm izleyicilere anlatma konusundaki inadı devam ediyor. Şimdi caka satayım, sonra başka şey satar daha da köşeyi dönerim diye düşünüyor zaar. Hep birilerine sen bir şey olamayacaksın diyoruz, buradan da Ru’ya seslenelim. 

Seni Oprah yaptırmayacağız! 
Seni Oprah yaptırmayacağız! 
Seni Oprah yaptırmayacağız! 

B: Ay hayır bir de, gelmiş yarışmacılarla cahil diye dalga geçiyor da daha birkaç yıl öncesine kadar bu yarışmaya translar katılamaz filan diyen insansın ya, neyin özgüveni bu yani. Çok sinirlendim kığğğz! Koreografinin berbatlığı, kılıkların sefilliği, neden disco çelıncında pleybek yapmadıkları gibi sayısız negatif duygumla aranızdayım. Bu saydıklarıma dair pozitif şeylerin varsa onlarla başlayıp sonra negatiflere geçelim, ne dersin? 

İ: Haftanın kazananları Olivia Lux’ın peruğu ve gülümsemesi, Denali ve Rosé’nin onları birbirlerinden ayırmamız için hiçbir sebep vermeyen performansları ve Symone’un bambaşka bir galaksiden hepimize göz kırpması oldu. Başka da dikkatimi çeken bir şey olmadı açıkçası. Senin azıcık da olsa beğendiğin bir şey oldu mu hemşire? 

B: Olivia Lux parlasın, çağlasın diye yapılmış gibiydi bölüm. Disco belgeselinden aklımda kalan tek güzel şey de onun yandan yandan attıra attıra dans ederken gözlerimi kamaştıran peruğu ve gülümsemesiydi tıpkı senin gibi. Symone’un beyaz bir şey giydiğini hatırlıyorum sadece ama detaylar filan hiç yok. Tina Burner’ın içkili müzikhollerdeki sıklıkla gördüğümüz o ucuzlar ucuzu kıyafetine jürinin övgüleri sağanak olmuş yağarken ben de kurdeşenimi döktüm içime içime. Eliiott’ın her ama her çelıncta hazımsız zengin kızı triplerinden de ikrah ettim. Aynı ifadeler, aynı mimikler, aynı sevimsizlikle istikrarın adresi oldu. Gerçekten bu bölüm keşke o elenseydi. N’olur sen de biraz Elliot madiler misin? 

İ: Seve seve tatlım. Kandy’nin Eliott sevmezliği çok açık ortada biliyorsun. Kimi forumlara göre bunun nedeni Eliott’ın gizli kapaklı ırkçı şeyler yapıyor ve söylüyor olması, bu ilerleyen bölümlerde daha da patlayacak diye bir söylenti dolaşıyor. O yüzden Eliott nefretimiz kat be kat artabilir önümüzdeki haftalarda, izlemede kalın diyorum. 

B: Alexis Mateo’nun YouTube programına çıkmıştı bu Elliot. Symone için “Black Girl Magic* ama agresif değil” tarzı bir şey söyledi. Sonra kıyamet koptu tabii ki haklı olarak. Çünkü siyahlara yönelik “agresif şiddete meyilli” klişesini tekrar etmesi ve aslında The Vixen başta olmak üzere Drag Race’in politik siyah kraliçelerine laf etti. Sonra Symone bir şeyler yazdı, Elliot da gelen tepkiler üzerine sözüm ona özür metni yayımladı lakin metne özrü eklemeyi unutmuştu. Çok kötü bir metindi. Tepki de gelmesine ve ırkçı mikroagresyonla suçlanmasına rağmen pek de oralı olmadı. O nedenle Kandy bir tweet attı ve başka kraliçeler de şu an onu “White Trash” olarak kodladılar ve eminim ki bizim yarışmada görmediğimiz bazı şeyler de vardır bunun arka planında. O yüzden inşallah artık bir sonraki bölümde o elenir. Nefret ediyorum bu model sinsi ırkçı pisliklerin pişkinliklerinden, hadsizliklerinden ve onlara maruz kalmaktan. 

İ: Eliott, go back to racist city where you belong demek istiyorum o zaman. Gelelim defileye. Her lubunyanın gardrobunda olması gereken siyah elbiseyi kraliçelerin yorumlamalarının beklendiği bu defilede kimler gözüne takıldı, kimler gözlerini kanattı? 

B: Olivia Lux’ın gülüşü ve peruğu dışında gerçekten ama yürekten aaa dediğim, bayıldığım bir şey olmadı. Gottmik’in trans uyum süreci hikayesinden ilhamla “giymediği” kıyafeti tatlı bulmakla beraber, daha önce bu sahnede benzerini gördüğümüz için şaşırmadım. Lakin “mini siyah elbise” konseptine tek uyan da oydu bence. Bir oda dolusu drag kraliçesinin bir konsepti bu kadar ama bu kadar yanlış anlaması da görülmüş şey miydi yarışma tarihinde acaba? Mini elbise giymemeye yemin etmişler çelıncı gibiydi. 

İ: Sana o zaman 8. sezon Madonna haftası kimono-gate’i hatırlatmak isterim. Ama haklısın, bir anlamamazlık vardı.

B: Ama orada konsepti anlamış, yaratıcı olamamışlardı.

İ. Doğru. Peki başka kimi beğenmedin canım? 

B: Tina Burner! Sana bir tavsiyem var, yazık o git Graham’ına sahip çık önce. İnşallah Allah seni Graham’la ve o korkunç gardrobunla terbiye etmesin. İnşallah Allah seni, o geride bıraktığın, yarışmaya senin yerine girebilecek kraliçelerin ahlarıyla terbiye etmesin! Bir insan bir şeyin bokunu daha ne kadar çıkarabilir ya? Bir Kürt olarak beni sarıdan ve kırmızıdan tiksindirdin! TC’nin asimilasyon politikası gibisin! Yeter artık yeter! Ayrıca o rezalet peruğun için de New York’ta sokağa çıkman yasaklansın bi süre. Terbiyesiz! 

İ: DeBlasio Başkan’a iletiyorum canım talebini. Tüm şehir şenliklerle karşılayacaktır bu kararı. 

B: Allah razı olsun. Elin değmişken, Kandy Muz’u da ihbar eder misin? Bir insan bir yarışmaya bu kadar şaşalı başlayıp nasıl böylesine hızla yere çakılabilir ya kamikaze gibi! O ıslak peruğu da Şeytan alıp götürse keşke. Islak peruk yasaklansın hatta. Change.org’da kampanya başlatıyorum birazdan. Bir de o elbiseyi kime yaptırdıysan git paranı geri al, çünkü önü ve arkası birbirini tutmuyordu bacım. Çenene sürdüğün o keçi pisliğini de burada anmak istemiyorum kamu yayıncılığı yaptığımız için. Olacak O Kadar makyözü görünce duygulanmıştır eminim. 

İ: Kandy bizim kız diyorum, hala çok kızamıyorum ama ben zaten onun estetiğini hep “Seren Serengil estetiği” olarak yorumluyorum, şu paçozlukları beni o yüzden asla şaşırtmıyor. Bu Aja-giller böyle zaten, yarışmaya büyük iddiayla gelirler, sonra çat diye söner yıldızları. Fakat, daha önce de dediğim gibi Kandy uzun vadeli bir RPDR üyesi olacak, onu daha defalarca göreceğiz başka başka şeylerde. Peki, o zaman, gelelim ikimizin de sevmemekten aşırı hoşlandığımız Utica’ya? Cidden, yeniden, ne koydu lan kafasına o gene? 

B: Bence bu hafta son ikide olması gereken isim Utica idi. Çünkü:

1. Elbisesi mini değildi
2. Elbisedi kötüydü
3. Elbisesinin küpelerinden ilhamla tasarlandığını söyleyene kadar anlamamıştık
4. Disco çelıncındaki peruğu asla 70’lere ve disco dünyasına ait değildi. O saçla 70’lerde disco’ya değil, kına gecesine gidebilirdi.
5. Camp’lik yapma dedikçe aa üstüme iyilik sağlık olur mu öyle şey diyerek daha da beterini yapıyor. Jüriyi dinlemeyenin sınır dışı edildiği bir yarışmada şuraya gelmiş olması bile inanılmaz. Joey Jay’e peruğu yok diye laf edip sonra onları dinlemedi diye son ikiye bırakan Ru’nun Utica’ya olan kredisine de ayrıca değinmek isterim. Bu saydığım nedenlerle Utica vs Kandy olmalı, ve bu paçoz gitmeliydi. 

İ: Utica cidden ya kendine gelir ve biraz kendini geliştirerek yürür, ya da bu diyardan gider. Gitmek demişken, Tamisha Hala’ya veda ettik. Son gitmeden önce Kandy ile barıştılar da. Ne oldu yani o kavga boşuna mıydı şimdi? RuPaul’s Best Friend Race’e geri mi döndük? Benim artık yeni bir PhiPhi’m, yeni bir The Vixen’ım olmayacak mı şu hayatta?   

B: Valla gördük ki o kavga da dev bir kurguymuş. Yani resmen Kandy vs. Tamisha eşleşmesinin yolu yapılmış, ucuz bir senaryoyla reytinglere, Twitter’a oynanmış. Ben yememiştim hatırlayanlar olacaktır, geçen bölümde yazdım. Kavgayı hiç anlamamıştım zaten, manasızlıklar zinciriydi. Bu sevimsiz kurgu bu kötü pleybekli finali de hak etti.

Bu ucuz numaralar benim midemi bulandırıyor. Bunca yıllık reality şov izleyicisi olarak bundan daha iyisini hak ettiğimi düşünüyorum. Ancak, Drag Race’in son yıllarda artık hazırdan yiyip, bu tip kurgulara özenmediğini de biliyoruz. Belki de artık yollarımızın ayrılma vakti geliyordur, kim bilir. İnşallah daha güzel bir yarışma çıkar yakında da veda busemi alına korum Ru’nun. 

Kandy Tamisha’ya karşı yaptığı pleybek yayımlanırken uyuya kalmış. Oradan tahmin edin sıkıcılığını.

İ: Kesinlikle katılıyorum. Şöyle bir kökünden sarsılıp kendine gelmesi gerek bu formatın. Bunun için WOW’un ‘yaratıcı işler departmanı’nda çalışan beyaz geyleri kovup biraz daha farklı kimlikte insanları işe alması gerekiyor. Eyyyy WOW, işe alım süreçlerini Love’da yapmayı bırak artık. 

B: Yani ben ekipte beyaz geyler olduğundan bile şüpheliyim artık, beyaz cishet adamlar olduğunu düşünüyorum çoğu zaman. Pleybeklerde bu sezon çok iyi giderken, bu sevimsizi bölümde o konuda da yere çakıldılar. Bunu da demesem şişerdim. O zaman lanet ede ede, beddualarımızla yolluyoruz bu bölümü. Yallah! Gitsin gelmesin inşallah!

İ: Küfür ve beddua ile. Gelecek hafta görüşürüz. 

Bu sohbeti seven, Milli Gelin Zaddy Tovey’in İlker’le Drag Race Birleşik Krallık ve ABD versiyonlarını değerlendirdikleri tatlı sohbeti de dinlemenizi tavsiye ediyoruz. Geyik’in yeni bölümü linkte.

Author