İlker Hepkaner ve Bawer Murmur’un Drag Race 13. sezon hakkında yaptıkları, Zakkum Kök’ün “zurna kanallı MIRC anılarını yad ettikleri chatleşme seri” olarak tarif ettiği sohbetlerine devam ediyoruz. Velvele Drag Race Halk Kütüphanesi bu kez “Kaybedenler Kulübü” için açılıyor. Bol spoiler’lı sohbet sadece gizli_muhasebeci_yervar’lar için. Bölümü izlemeyenlerle daha sonra görüşmek üzere vedalaşıyor, bölümü izleyen ancak bu seriye ilk kez denk gelenlere ilk iki sohbeti okumalarını öneriyoruz.
Flazéda! Velvele Drag Race Halk Kütüphanesi Açılıyor!!!
Flazéda! s13b2: Gündüz İffet, Gece Fettan
Bawer: Hala kimsenin elenmediği sezonun 3. bölümü de geride kaldı. Bu kez geçen haftaki galiplerin elediği kaybedenleri izledik. Neredeyse geçen bölümün aynısıydı, sadece isimler değişmişti. Nasıl buldun bölümü?
İlker: Bölüm kaybedenlerin kendilerini göstermeleri açısından iyi, ama hemen Drag Race UK’in ilk bölümünden sonra izlediğim için “şöyle böyle” bulduğum bir bölümdü. Yani çok özlemişim bir bölümün “acaba kim elenecek” kaygısını tepeye taşıyıp pleybek sonrası bizlere bir sonuç vermesini. O nedenle, ne yalan söyleyeyim bu bölümün benim için en iyi yanı sonunda Ru’nun “heads will roll” (çok canlar yanacak, çok kelle gidecek) deme anıydı.
B: Ben şaşırtıcı bir biçimde galiplerden daha iyi buldum kaybedenleri. Belki senin dediğin gibi kanıtlayacak çok şeyleri olmasından dolayı ve sezona mağlup olarak başlamanın yarattığı ruh hali hepsine vites yükselttirmiş gibiydi. Grup performansları da defile de bana göre daha iyiydi. Açıkcası nihayet bir araya gelecekleri 4. bölümü çok merak ediyorum. İstersen isim isim gidelim her zaman olduğu gibi.
İ: İsim isim gideceksek, defilenin şok ismi Kahmora ile başlayalım. Kaç yıldır Drag Race izlerim, sanırım ilk defa “ay hazırlanamadım” diyen bir yarışmacıya denk geldik. “Aa bu ne rezalet” deyip durdum evin içinde. Kıyafetleri genel olarak başarılıydı ama jüriye bir konuda katılıyorum: Kahmora kim, bu kıyafetler bize onun sanatıyla alakalı ne anlatıyor, ben bu kraliçeyi daha fazla neden izleyeyim sorularına verilen cevaplar bayağı fıstı. Ben artık kraliçeler her anlarında bir şey anlatsın diye bekliyorum, fark ettiysen çıtayı neoliberal bir noktaya çıkardım. Suçu yıllardır ABD’de yaşamaya atıyorum.
B: (ABD’de yaşıyorum. Çek) Bu bölümde anladık ki Kahmora taşınırken ya da temizlik yaparken yardıma çağırılacak arkadaş değil. Bir düğüne gidilecek biri asla değil. Eli ağır insan sevmem anacım ben. Bunca yıl bu sektörde nasıl tutunmuş asla anlamadım. Ayol o ne rahatlık. İzlerken ŞİŞTİM YEMİN EDİYORUM! Haftaya elensin, ben bir sezon bunun ağır ağır makyaj yapmasını izleyemem. (Hunharca abarttı)
İ: Ben de harcadım kendisini iç dünyamda, “neeeeexttt!” diye bağırıp durdum ekrana. Peki, hemen o zaman diğer bir meh kraliçeye geçelim: Rosé’nin kıyafetleri de aşırı kasıntı değil miydi ya? “He tatlım, evet, sanat sepet, hı hı” diye izledim. DJ, ‘Ağzınla kuş tutsan umrumda değil’ şarkısını Rosé’ye göndermek istiyorum. Sen beğendin mi?
B: Bence defile kıyafetleri güzeldi. Benim grup performansının provasında baydı. O, Denali ve Joey ego savaşında şehit düştüm. Ona geliriz ama Rosé’nin o defile kıyafetlerinin üzerine ana sahneye Ruffles paketi giyerek gelmesini kişisel aldım, hakaret davası açacağım!
İ: Peki madem Ruffles paketi dedin, o zaman Denali’nin üzerine oturmayan mavi elbisesinin aşşşşırı beğenilmesini de konuşabilir miyiz? Tamam hikaye anlatsın dedik de, bunu üzerinde durmayan bir kıyafetle yapmaya çalışması beni biraz üzdü. Ben galiba biraz Joey Jay’i sonsuz övmek için ayak yapıyorum şu an, fark edilmemiştir umarım.
B: Joey Jay hepimizi kolilesin ve bu iş burada huzurla çözülsün. Belli ki lubunyalar bu nedenle yakında meydan muharebesi düzenleyecek. Japonundan Brezilyalısına, Drag Race forumlarında herkes Joey için İstiklal Marşı söylüyor. Beyaz kaslı adam sevdamızı dağlara yazdık, Ay’dan görünecek yüksekliğe erişti. Neyse… Denali diyorduk. O mavi elbiseye mi kıl oldum yoksa ana sahnede giydiği, IKEA’ya ayaklı lamba tasarlamış bir İsveçlinin elinden çıkmış gibi duran, kulağını ekrana yakınlaştırınca Ferdi Özbeğen’den Büklüm Büklüm’ü duyduğun kıyafetine mi? Ama Allah var (lafın gelişi), o vamp kıyafeti güzeldi. O da yine ayaklı lamba modeliydi lakin pahalı olan bi model gibiydi.

İ: Joey Jay’in gamzelerini yedirmeyiz tatlım, olay sadece beyaz kaslı adam değil bence. Neyse, Denali’nin kıyafetleri sanırım daha güzel betimlenemezdi. Peki madem lambalar dedik, Utica’nın o toplu kıyafeti neydi öyle, tövbeler olsun. Yani Utica bence makyaj konusunda iyi ve heyecan verici, ama kıyafetler konusunda böyle bir ölçüyü kaçırma durumu var. Bunu toparlamadan devam edebilir mi, bilemiyorum.
B: Utica alerji olmuş de kurdeşen döküyormuş gibiydi (ya da Coronavirus Realness). Yazık, geçmiş olsun. Moda zevki ve paçozluğu kadar dindarlığıyla da kendisine İzmir marşıyla veda ettim. Zerre merak uyandırmıyor, aksine ABD kırsalından geldim yaylalar yaylalar diye bağırıyor filan. Bi’ de kutsal kitaplardan vecizelerle şarkı sözleri yazmalar. Bu kadar dini bir şey izlemek istesem Yeni Akit YouTube kanalına abone olurum. ABD LAİKTİR LAİK KALACAK, UTICA YARIŞMADAN NAŞLAYACAK!!!

İ: Bence Utica’nın bize gösterdiği sorun programın geneline yayılan bir casting problemi: Sürekli ABD’deki farklı grupları temsil eden kraliçeleri cast etmeye çalışıyorlar, bunu yaparken de nedense bir tane “güneyli beyaz, yani potansiyel olarak ırkçı” (Eureka, Trinity) veya “genel beyaz dindar/White Trash” (Maxxx, Trixie, Utica) kategorisi yaratmışlar, illa onu doldurmak için kimi zaman yeteneksiz insanları karşımıza getiriyorlar. Bence RPDR yapımcıları bir adım ileri iki adım geri atıyor; Gottmik’in açtığı çığırı Utica ile baltamamalı diye düşünüyorum. Utica’yı da kendi içimizde elediğimize göre o kadar kolay kolay elenmeyecek, bence çok uzun süre yarışmada kalmasa da çok uzun süre konuşmamız gereken efsanevi kraliçemize, Tamisha’ya dönüyorum. Ne düşünüyorsun Tamisha Mama’mız konusunda?

B: Bu birey Tamisha stan hesabıdır!!! Kendisini seviyoreeee, bayılıyoreeee, bitiyoreee… Kanseri yendi diye hayranlık duymuşken, bir de üç biyolojik çocuğu olduğunu ve bir hayatta kalma başarısı da burada gösterdiğini öğrenince dedim çabuk tacı verin Tamis Sultan’a! 80’ler sonu-90’lar başı ABD kırsalındaki zengin siyah ailelerin büyük ablası kıyafetleriyle bence döktürdü. Giydiği her şeyi, ama özellikle de ana sahnedeki o gece kıyafetini çok sevdim. Yok, o kıyafete bayıldım herkes gibi. KALİTE! ASALET! GİZLİLİĞE ÖNEM VERMEK! Hepsi vardı. Ama bu kadar sevdiysem kesin yakında elenir diye düşünüyorum senin yukarıdaki teorini doğrularcasına. İzindeyim İlker!!!
Ha, lafı uzattım ama rahmetli efsane kızından da bahsedelim bence iki cümle.
İ: Efsanelerin efsane çocukları olurmuş, herkese gösterdi. Tamisha ve ailesini drag sanatına gönül vermenin, yıllardır bunu bir geleneği devam ettirmek şeklinde yaparken başka insanların sanatını geliştirmesine kendini adamanın örneği olarak görüyorum. AIDS krizinde devlet tarafından yalnız bırakıldığımız için çok fazla rol modelimiz yok ne yazık ki, bu yüzden böyle örnekleri görünce ayrı bir duygulanıyorum. Tamisha çok kalmasa da gönlümüzde yeri bambaşka. Selam ve dua ile…
B: O halde Tamisha’nın efso kızının herkesin ağzını açık bırakan şovunun videosunu aşağı ekleyeceğiz. Halkımız bu muhteşemlikten eksik kalmasın.
Belki Joey Jay’in şimdi konuşacağımız sıkıcılar sıkıcısı kıyafetlerinin getireceği uyku halini bir nebze dağıtmış oluruz. Rabbimin hikmetinden sual olunmaz ancak kası verdin, yüzü verdin, o edayı endamı, gamzeleri verdin. Azıcık da moda zevki vereydin be Atam!

İ: İşte Allah bir yerden ayırıyor, bir yerden kayırıyor. Güzel şeylerden bahsettin, hiç Joey Jay’ın kıyafetlerine girip seni ve okuyucularımızı üzmek istemiyorum. Gelelim grup performansına. Gözüne direkt takılan bir şey oldu mu? Bence en önemli yanı, Kazananlar’ın dizlerinin korkudan zangır zangır titreyecek olması. Ha bir de şarkıda Ru o saçma sözleri söylerken Tayland dediğinde kameranın Kahmora’yı göstermesini (57. saniye) görmedik sanma World of Wonder. Saçmalama konusunda liderliği asla başkasına bırakmıyorsunuz.
B: Ben de “Kazananlarlardan daha iyi oldukları”yla “çok da övecek bir yanları olmadığı” arasında şimdilik araftayım, firardayım, hastayım hatta kim bilir, kaç bahar sonra iyileşir yürek? Aklımda kalan sadece iki şey var: Denali’nin akrobatik hareketleri ve Tamisha’nın daha ağzını açtığı anda beni güldüren verse’ü. Ancak, geçen hafta izlediğimiz sıkıcı performanstan sonra cennetten çiçek topladık gibi oldu. Buna mecbur edenler, bizi şükürcüye döndürenler utansın. Ama, All Stars 2 (Read U Wrote U) ve 9. sezon’daki (Category is) grup performanslarının laneti ebediyen daha uzun yıllar sürecek sanırım. Hala, bu iki performansın üzerine çıkılan bir sezon izlemedik ki 1000 tane Drag Race izledik bu süreçte.
İ: Boşuna demiyoruz gelmiş geçmiş en iyi normal sezon 9. sezon ve en iyi All Stars, All Stars 2’dir diye. Pleybeki de Denali kazandı. Ben kendisinden hiç haz etmesem de karalar bağlamadım. Tüm bölüm boyunca her kazanma lafına “ben kazanıcam” diye atlaması nedeniyle “o kazanamaz, Jan gibi kenarda morarır” demiştim ama bu sefer kurgucular beni yanılttı. Sen ne düşündün final pleybeki hakkında?
B: Valla Denali mi Rosé mi desen Denali kazansın derdim zaten. “Hiçbir şeyi kaybetmeyen” Rosé’nin sezonun başında iki pleybek kaybetmesi güldürdü. Bayılıyorum böyle iddialı beyaz şehirli geylerin egolarının üzerine topuklu ayakkabıyla basılmasına. Ama, bak yineliyorum, ilk bölümde de demiştim, bu Rosé bence alır yürür. Senin yukarıda bahsettiğin her telden bi queen olsun kastında finale yürüyecek beyaz büyükşehirli gey o olacak bence. Verdiler sinyali. Denali de iki tık daha iyiydi, özellikle şarkının ikinci kısmında. Rosé pıtı partinin sonunda patlamış gibi dans ederek yine rezil etti kendini, ne güzel oldu.
İ: Rosé’nin kötülüğünü isteyenler bu hesapta buluşuyor!!! Neyse, gördük ki artık gelecek bölümde hepsi bir araya geliyor ve muhtemelen sonunda birisi eleniyor. Kesin çok şok edici birisi elenecek, hatta bence kazananlar takımından birisi gider ki Ru herkese gözdağı versin, konu kızışsın.
B: Bence Kahmora elinin ağırlığıyla kurguyu da sabote eder ve elenen olur 🙂
İ: İngilizler ne diyor, senin dudaklarından rabbimin kulaklarına. Hadi bakalım, Ru, şaşırt bizi. Gelecek hafta görüşürüz.
* Bu sohbeti seven şunu da sever. Velvele yazarlarından Umur Çağın Taş‘ın www.oscarboy.com‘daki Drag Race ABD ve Birleşik Krallık yorumlarına da mutlaka göz atın.
2 Comments