Elliot Page Açıldıktan Sonra İlk Kez Konuştu

Aktör Elliot Page, trans olarak açıldıktan sonra ilk röportajını trans gazeteci Thomas Page McBee‘ye verdi. 28 Nisan’da Vanity Fair’de yayımlanan söyleşiyi Türkçeye Velvele editörlerinden Ari P. Büyüktaş çevirdi.

Açılma süreci, sonrasında yaşadıkları, ABD’deki trans karşıtı yasa tasarıları ve trans hakları mücadelesine dair görüşlerini paylaşan Page’in fotoğraflarını queer trans fotoğrafçı Wynne Neilly çekti.

Elliot Page Nihayet “Sadece Var Olabildiğini” Hissediyor

Elliot Page geçen yılın sonlarında, etkileyici bir Instagram gönderisiyle trans olduğunu açıkladığında, bir anda -ve tam da translar açısından Birleşik Devletler’deki özellikle asap bozucu olan bir siyasi dönemde, gezegendeki en tanınmış trans maskülen kişi oldu. Page’in o gönderisinden bu yana geçen aylarda, 30’dan fazla eyaletin meclisi, translar için sağlık ve diğer hakları sınırlandıracak ve özellikle trans çocuklara vurgu yapan 115’ten fazla yasa tasarısı önerdi. Bu yıl içinde şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri’nde sekiz tane açıkça LGBTQ karşıtı yasa tasarısı imzalandı ve 10 tanesi de valilerin masasında bekliyor.

Bu sıkıntılı ortama ve çoğu transın geçiş döneminin başlarında hissettiği savunmasızlığa rağmen, Page geçenlerde bana kendisinin aynı zamanda “neşe ve heyecan” dolu olduğunu söyledi. Kendi özgün haliyle yaşayabilmesinin gücü ve oldukça görünür biri ve de Oscar adayı bir aktör olarak kendi ayrıcalığının farkında olması, trans hakları için verdiği mücadelede onu harekete geçirmişti. Page, Mart ayında Time dergisinin kapağında yer aldı ve trans karşıtı kampanyaların siyasi zararınına değindi. Ayrıca, Cuma günü (30 Nisan Cuma gününden bahsediyor) Apple TV+’da yayımlanacak, Oprah Winfrey ile samimi bir görüşme de kaydetti. Bu röportajın, trans karşıtı yasaların içine iliştirilmiş “yanlış bilgi ve yalanlarla” mücadeleye yardımcı olacağını umuyor.

Page ve ben 2018’de Tales of the City‘de (Kent Masalları, Netflix’te izlenebilir) birlikte çalışırken tanıştık ve yaratıcı bir bağımız olduğunu hemen anladık. O zamandan beri birbirimizi takip ediyoruz. Oprah Conversation röportajının öncesinde, geçiş sürecinin yeni keşfettiği bir yaratıcılığa erişmesine nasıl yardımcı olduğu, nihayet mevcut olmanın verdiği heyecan ve trans haklarına yönelik bir kültür savaşının ortasında kişisel bir süreci böyle kamusal hale getirmeyi neden tercih ettiği hakkında sohbet etmek için onu aradım.

Vanity Fair: Seninle 2018’de tanıştık. Durumunu tamamen bilmiyordum, ancak o zamanlarda bile seninle cinsiyet açısından bir noktada bağdaştığımızı anlamıştım. O zamanki hayatına kıyasla şimdiki hayatını nasıl tarif edebilirsin?

Elliot Page: En önemli fark, benim gerçekten var olabilmem. Buna nereden geldiğimi anlayacağınızı sanıyorum; sadece kendi kendime var olabilmek, sanki kendimle rahat etmek gibi… Bilinçli olmayan ya da aşikar olmayan tüm bu şeylerden dolayı sürekli bir kafa dağınıklığı yok. İlk defa, ne kadar uzun zamandır olduğunu bile bilmiyorum, gerçekten kendimle rahat edebiliyorum, kendi başıma, üretken ve yaratıcı olabiliyorum. Bunu bu şekilde söyleyince aşırı basitleştiriyor gibi olacak ama rahatım. Sadece var oluş halimde önemli bir fark hissediyorum -ve sadece günden güne değil, an be an bile bu böyle.

Mevcut olma hissini tarif ediyormuşsun gibi geldi bana.

Harika bir ifade. İlk defa, insanlarla birlikteyken gerçekten mevcut olduğumu hissediyorum, yani her daim beni zorlayan bir endişe olmaksızın gerçekten de sadece rahat olmak…

Kariyerindeki başarılara rağmen, Time’da söylediğine göre rollerde belirli bir şekilde görünmek için o kadar çok cinsiyet baskısı hissediyormuşsun ki, birkaç defa neredeyse oyunculuğu bırakacak hale gelmişsin. Kendini artık daha fazla kendi bedeninde hissetmeye başladıkça, oyunculuk senin açından nasıl değişti ya da değişmeye başladı? Yaratıcılık açısından senin için neler ortaya çıkıyor?

Yakınımdaki insanlara açıldığımdan beri en çok olan şey, muazzam bir yaratıcılık patlaması. En iyi arkadaşlarımdan biriyle ilk senaryomuzu yazdık ve şimdi başka bir şey üzerinde çalışıyorum ve bir arkadaşımla da biraz müzik yaptım. Rahatsız hissetmekle, sürekli vücudumu kontrol etmekle, yani kendimi keyifsiz hissetmekle harcanan tüm enerjiyi ve zamanı düşünüyorum. Ve yaratıcı bir şekilde keşfetme ve yazma konusunda yeni bir becerim var ve o kadar çok okuyorum ki, bu gerçekten harika.

Oyunculuk açısından henüz pek de bildiğimi sanmıyorum. Ben sadece çok daha rahatım ve mevcudum, bu yüzden bunun işi etkilemediğini düşünmek zor, çünkü gerçekten, mevcut olmak nihayetinde amaçladığın şey -nihayetinde sadece ortaya çıkmaya ve mevcut olmaya ve bir anın gerçeğine bağlanmaya çalışıyorsun. Yani, kim olduğumu bedene büründürürsem ve var olmak istediğim bedende var olursam, bir farkın olacağını hayal ediyorum.

Yaratıcılık hayat doludur.

Kesinlikle. Ve toplumumuzdaki transfobi pek çok insanı dışarıda bırakıyor. İlerleme şansı olmayan, bir geleceğe sahip olma şansı olmayan, sihirlerini bizimle paylaşma şansı olmayan kişileri düşünün.

Özellikle çocuklar. Kendi çocukluğun hakkında nasıl hissediyorsun bilmiyorum ama ben de hayatımın ilerleyen dönemlerinde, 30 yaşında açıldım. Ama trans bir çocuk olduğumu biliyorum. Yanlış bedende doğmadım – trans bir bedende doğdum. Çocukken kendinle ilgili böyle mi hissediyordun?

Translar birbirinden çok farklı ve benim hikayem de elbette sadece bana ait. Ama evet, küçük bir çocukken, kesinlikle yani, %100 bir oğlandım. Çocukken bir oğlan olduğumu biliyordum. Sahte aşk mektupları yazıyor ve onları “Jason” diye imzalıyordum. Hayatımın her bir minik yönü, kim olmuş olduğum, kim olduğum ve kendimi bildiğim kişiydi. Bana “Hayır, değilsin. Hayır, büyüdüğün zaman öyle olamazsın.” dendiğinde anlamıyordum. Bunu hissediyorsun. Şimdi nihayet kendimi kendim gibi hissetmeye başladım ve bu çok güzel ve olağanüstü; ve bir şekilde kederli bir yanı da var.

Yarattığım işlerin büyük bir kısmı çocukkenki o benliğimle yeniden bağlantı kurmaya çalışıyor, yani kim olduğumu bilen ve sonra onu saklamak ya da gömmek zorunda kalanla.

Bence bu gerçekten çok tatlı. Belirli yaşlardaki kendime ait bazı anlar dalgalar halinde geri geliyor ve sadece o kişiye sarılıp onu yakınımda tutmak istiyorum.

Bu ayın başlarında yapılan PBS-Marist anketine göre, Amerikalıların çoğunluğu, yani siyasi partilerin yaklaşık %70’i, ABD’yi kasıp kavuran trans karşıtı yasaya aslında karşı çıkıyor. İnsanlar bu yasal saldırıları durdurmak için harekete geçmek isterlerse şu anda ne yapabilirler?

Eyaletinizdeki yasa tasarıları hakkında bilgi sahibi olun. ACLU‘nun web sitesine bakın; National Center for Transgender Equality ve Transathlete‘e bakın*. Çok fazla yanlış bilgi ve yalan var, bu yüzden lütfen bunu bir “trans tartışması” olarak çerçeveleyen veya transların bakış açılarını dahi içermeyen haberlere güvenmeyin.

Vücut bulmuş bir trans olarak yeni keşfettiğin neşen ve bu günlerin transfobik siyasetini nasıl dengeliyorsun?

Duygularım pek doğrusal değil. An geliyor, neşe ve heyecan duyuyorum ama sonrasında, cinsiyet uyumlayan sağlık hizmetlerini çocukların elinden almak isteyenleri okuduğumda derin bir üzüntü duyuyorum. Hayatımda bulunduğum yerde olduğum için çok minnettarım ve yapabileceğim her şekilde yardımcı olmak için elimdeki gücü kullanmak istiyorum. Sen ve ben var olan ayrıcalıklarımıza, çok ama çok uzun süre çok fazla şeyi feda etmiş ve her riske girmiş insanlar sayesinde sahibiz.

Bunun şununla ilgili olduğunu düşünüyorum: Neşem için nasıl minnettar olabilirim, neşemi nasıl kucaklayabilir ve kendime bu neşeye sahip olma iznini verebilirim -ama ardından o neşeyi ve o sevgiyi eyleme geçirebilirim? Kamuya mal olmuş bir insan olarak bu iki duyguyu bütünleştirmenin bir yolunu nasıl bulabilirim? Bu senin için nasıldı?

Transların karşılaştıkları zorluklar arttıkça ben de kendi özgürlük ve neşemden daha fazla ilham alır oldum. Ayrıca çocuklara bakıyorum. Daha genç olanlar, ki sadece trans çocuklar da değil, cinsiyetin ne anlama gelebileceği konusunda çok daha yaratıcılar. Ve senin gibi trans arkadaşlarımla konuşuyorum.

Evet. Birbirimizle konuşmamız gerektiği hakkında söylediklerini çok seviyorum, çünkü aynı zamanda, temelde kimliğinize sürekli olarak meydan okunduğunu görüyorsunuz. Toksik diyaloglar ve retorikler ve de transların ve cinsiyet uyumsuz insanların varlığının tamamen reddi o kadar çok ki.

Tam da şu zamanda Oprah ile konuşmayı tercih etmenin nedenini merak ediyorum. Bu konuşmayı şimdi yapmak senin için neden önemliydi?

Bir süre kendimle kalıp sindirmem gereken bir şeydi çünkü şu anda tepkiler çok yoğun. Ancak trans karşıtı ve LGBTQ karşıtı aktivistlerden gelen söylem -tahripkar. Bu tasarılar çocukların ölümünden sorumlu olacak. Bu kadar basit. Bu yüzden [Oprah ile konuşmak], bazı deneyimlerimin hakkında ve hayatta kalmamı, hayatımı yaşamamı sağlayan, terapi ya da ameliyat gibi erişebildiğim kaynaklar hakkında içtenlikle konuşmak için kapsamı geniş bir platformu kullanmak adına bir fırsat gibi geldi.

“Bana bakın” gibi duyulmasını istemiyorum. Hiç de öyle değil. Aslında çok gergindim. Ama bunu biraz düşündüm ve sanki Cumhuriyetçi Parti temelde trans çocukların hayatlarını yok etmek ve Eşitlik Yasasını durdurmak istiyor gibi geldi. Bu platformu nasıl kullanmazsın ki?

Eskiye dönüp çocukkenki kendine ya da bugünkü bir trans çocuğa bir şeyler söyleyebilseydin, ona ne derdin?

Ona kendisinin %100 gerçek olduğunu söylerdim. Kendime kendini nasıl görüyorsan öylesin, nasıl hissediyorsan öylesin, kendini nasıl biliyorsan işte öylesin derdim. Sen ne derdin? 

Sanırım sadece “Devam et” derdim.

Evet. Bence haklısın. Sadece dayan ve devam et.

  • Türkiye’de yaşıyorsanız ve trans haklarıyla ilgili gelişmelerden haberdar olmak istiyorsanız Pembe Hayat Derneğinin web sitesine göz atabilir, psikolojik ya da sosyal danışmanlık almak için sosyalhizmet@pembehayat.org adresine mail atabilir ya da 0532 462 17 05 no’lu telefonu kullanabilirsiniz. İstanbul’da bulunan SPoD’un standart sabit hat ücretlendirmesi uygulanan anonim Danışma Hattı‘na da resmi tatiller hariç hafta içi her gün 12.00-18.00 saatleri arasında 0850 888 LGBT (0850 888 5428) numaralı telefondan ulaşabileceğiniz gibi danisma@spod.org.tr adresine e-posta gönderebilirsiniz. Danışma Hattı, şimdilik sadece Türkçe hizmet vermektedir.

Authors

Bir Cevap Yazın