Şair Lubunyalar Yeryüzü Ağacı Şiirlerinizi Bekliyor

Velvele Edebiyat Kolu, Lubunyaların Şiirleri Dile Geliyor‘un ardından yeni projesi Yeryüzü Ağacı’nı heyecanla takdim eder.

Arkadaş Z. Özger’in coşkulu, tutkulu ve gururlu dizelerinden ilhamla ortaya çıkan bu yeni mecra yaratma çabamızın odağında bu kez Türkiyeli lubunya şairler ve şiirleri var.

“yaslan bana yeryüzü ağacı
dikili gövdenin üretkenliği için
çıldırtan bir gübre mi arıyorsun
kökünü toprağımda dene…”

Adını Arkadaş’ın aynı adlı şiirinden alan Yeryüzü Ağacı yayın dünyasının heteroseksist duvarlarını aşamamış ya da aşmaya bile yeltenememiş şairlerin dizelerini okuyucuyla buluşturmak için harekete geçiyor. Başka bir edebiyatın, başka sözcüklerin, başka şairlerin peşine düşeceğimiz bu maceranın amacı seslerimizin, dertlerimizin, hayallerimizin ve tutkularımızın buluşacağı bir havuz yaratmak.

Katılım koşulları da çok basit: şiir yazan bir lubunya olmak. Eğer eserlerinizi bizimle paylaşmak isterseniz tek yapmanız gereken iletisim@velvele.net adresine bir posta atmak. Sonra su akacak yatağını bulacak…

Mektuplarınızı ve şiirlerinizi heyecanla bekliyoruz.

Author

9 Comments

  1. Yıllar canım öğretmenim,
    Yıllar hiç silmedi ismini..

    Geçmiş.. Silinmeyen bir iz..
    Geçmiş.. Tamamlanamayacak olan..

    Her zaman yarım, her zaman eksik kalacak..

    Sanki hiç yaşanmamış gibi
    Ama hep var gibi
    Hayatın bir yerinde
    Kendini bize gösterecek…

    Bir ucundan tutup deştiğinde,
    Göğsüne.. Bir ok gibi saplanacak..

    Geçmiş aklımda yaşıyor
    Bazen ağlıyor, bazen neşeli..

    Sızlıyor kalbimin en uç teli..

    Her şey silinene kadar,
    Dokunamadığın,
    Var olduğunu bildiğin bir derinlikte,
    İnce bir toz zerresi gibi
    Ciğerlerimizde yüzecek geçmiş…

    Gelecek mi daha karanlık yoksa geçmiş mi?
    Hangisi daha karmaşık olan?

    Yıldızlara da baksak, kendimize de baksak
    Hep geçmişe bakıyoruz..

    Geçmiş mi, yoksa gelecek mi?

    İlk aşkım, biricik yalnızlığım..
    Öğretmenim..
    Sevgilim..
    Söyle..

    Hangisi daha çok söylüyor.. 
    Yersiz ve yurtsuz olduğumu?

    Hikayesi: Lise’de 17 yaşında aşık olduğum, (hiçkimseye söyleyemediğim, açılamadığım) fizik öğretmenime yazmıştım. 100 yıl geçti, binlerce kilometre yol geçti üstünden, halâ etkisini tam olarak unutamadım. Geceleri bazen halâ rüyamda onun gülüşünü görürüm. Görürüm çünkü lubunya bir çocuktum, kendi gençliğim, ilk gözyaşım onun gülüşünde gizliydi..  Çevremde benim gibi kimse olmadığı için anlatamadığım, kendimi anlayamadığım, hep biri beni anlayacak, bende farklı bir şey var diyerek geçirdiğim yılları hatırlatıyor.. Çevrem tarafımdan lezbiyen olduğumdan şüphelenildiği için kendi içimde saklanarak, yapayalnız yaşamak zorunda kaldığım bir aşkı hatırlatıyor.. Diğer bütün gençler kendilerinden yaşça büyük bile olsa aşklarını anlatırken benim hep susmak zorunda hissedişimi hatırlatıyor.. Oysa ben insanlarda cinsiyet görmüyordum, kendi “cinsiyetimi” bile aşağılayarak öğrettiler, “kadın” olmak için “erkek”lere yönelmem gerektiğini söyleyerek öğrettiler..

    Bütün bu karanlığın geride kalmasını dileyerek paylaşıyorum..

Bir Cevap Yazın