Yeryüzü Ağacı’nın değerli okuyucuları, merhaba.
Başımıza gelen felaketlerin, bu toplumun kazananlarının bizlere yönelttiği nefretin; tüm bunlara karşı var olma mücadelemizin, aşklarımızın, kafa karışıklıklarımızın ortaya çıkardığı gürültülü kaosu küçük İskender Cangüncem’de 35 sene önceden şöyle öngörmüş:
beş yüz otuz dokuz
BATI?
bu yağmurları kim ısıttı?
nasıl çoğalır gökkuşağından gözlerine yansıyan renk,
gece oldu mu? sev beni. sev beni tarantula? Hüznünle
zehirle beni.
beni intihar et tarantula.
acıma itaat et!
hep bana gül! hayatı unutturma!
Biz de küçük İskender’in adeta bir kehanet gibi bu günlerimizi bize anlatan dizelerine kulak vererek Yeryüzü Ağacı’nın haziran seçkisinde hayatı unutturmayacak şiirlere yer vermeye karar verdik.
Bu ayın ilk şairi Oğuz Ziya Anıl’ı Yeryüzü Ağacı’nda ilk defa konuk ediyoruz. Ağıt ve Bayrak günlük hayatta karşımıza çıkan imgeleri şairin gözünden anlatan etkileyici iki şiir. İkinci şairimiz Velvele okuyucularının aşina olduğu bir isim, Deniz Erkaradağ. Şair parla’da masallarla ördüğü bir şiir evrenini tanıdık ancak kendine has üslubuyla bizlere sunuyor. Daha önce Erkaradağ ile birlikte yazdıkları şiire yer verdiğimiz Helin Jignore da bu ay Yeryüzü Ağacı’na geri dönüyor. Yüksek Isı başlıklı şiirinde Jignore, karmaşıklaşan bir var olma halini duru diliyle okuyuculara sakince anlatıyor. Seçkimizin son şairi yine Yeryüzü Ağacı’nın müdavimlerinden, Eren Ateş. uzaklar yakın olur’da şair, aşkın insana yaşattıklarını cesur bir kırılganlıkla aktarıyor.
Yeryüzü Ağacı Temmuz ve Ağustos aylarında kısa bir ara verecek, ancak Eylül’den itibaren Velvele sayfalarına geri dönecek. Bu demek olmuyor ki şiirlerinizi okumaya, onlar hakkında sizlerle konuşmaya, düşünmeye vaktimiz yok! Güz ve sonrasında yayımlanması için şiirlerinizi erkenden gönderin ki yazımız şenlensin.
Yaz umduğunuzdan güzel geçsin.
İlker Hepkaner
Velvele Edebiyat Kolu
Ağıt
Oğuz Ziya Anıl
Müzede bir Yunan heykelinin önünde
Diz çöküp ağlamak hüngür hüngür/
Heykelin kırık penisi için ağlamak/
Diz çöküp
Kasıklarına kapanmak heykelin
Ve direnmek beni oradan
Ayırmaya çalışan insanlara
Müzede bir Yunan heykelinin önünde
Diz çöküp ağlamak hüngür hüngür
Ve ağıt yakmak oğlunu kaybetmiş
Bir köylü kadın gibi/ Bir heykelin
Kırık penisi için ağıt yakmak müzede
Ve anlamaya başlamak yavaş yavaş
Niçin ağıt yakar
Neden öyle döver göğsünü bir kadın
Diz çöküp kasıklarına kapanmak
Penisi kalp gibi kırılmış olan
Bir Yunan heykelinin
Ve direnmek
Bir keçinin inadıyla direnmek
Beni oradan ayırmaya çalışan insanlara
Bayrak
Oğuz Ziya Anıl
Sevgilimin slip külotunu göndere çektim
Dalgalansın diye ele güne karşı
Eşe dosta ve düşmana karşı
Sevgilimin slip külotunu göndere çektim
Ben onu makinede değil
Sakız gibi oluncaya dek elimde yıkadım
Çitiledim
Bu yüzden yara oldu ellerim
Olsun
Bu can sevgilime kurban olsun!
Sevgilimin slip külotunu göndere çektim
Oğuz Ziya Anıl kimdir?
1977 yılında Mersin’de doğdu. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde işletme okudu. Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nde yüksek lisans programını tamamladı. Şiirleri Gard, Edebiyatta Üç Nokta, Pan, Yelkensiz, Ağustos, Mazruf, Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi ve Grunge Şiir’de yayımlandı. Mersin’de yaşıyor.
Twitter
parla
Deniz Erkaradağ
ürkütücü söylemsel, dönüştürücü bir an
Sihirbaz büyülendiğinde Tek Boynuzlu At nasıl lanetlenir
ruhaniliğime asla karşı konulamaz, komplona inandığın gibi
bu gece son denemen olacak
bu kahramanca taç, garip, ben ufuk
vizyonunu genişlet biraz,
bıçak bulundu !
devlerle dost karahindiba
Krallıklar örgüye döndüğünde
yaprakların ruhu mu satılan yoksa Ejderhalar mı?
sorgularsanız Goblininiz çıkar
biri bu hikâyeleri anlatacak, kırmızı elma pembe değil
aşağıda halsiz titreme
ezici çoğunluk çiçek kocasının altında
ben postu korurum, genellikle barış daha derindir
görev değil ama korkunç bir şekilde, düşen çığlığı bilir
onların öpüşmesi yarığa geliyor
dramatik inançlar, felaket aroması
bu büyüleyici kar
şarkı söylemek geriye dönük
günahlarım büyülendi.
Deniz Erkaradağ kimdir?
Deniz Erkaradağ, 1989 Alsancak doğumlu. İstanbul’da yaşıyor. Sık sık şehrin sokaklarında yürüyor, yazıyor, çiziyor ve düşünüyor. Hayal kurmayı ve dans etmeyi seviyor, daha çok okuyabilmek için kendine iyi bakıyor. Kayıp Rıhtım Öykü Seçkisi’nde öyküleri, çeşitli dergilerde şiirleri yayımlandı. Handan ve Meral’in aşkını anlatan şiirsel romanı Ellerin Ellerimde, LGBTQIA dostu yayınevi obiçim yayınlar’dan çıktı.
Twitter
Yüksek Isı
Helin Jignore
Yine elinde yarım kalmış bir sigara
Sinek ısırıklarına tutmak için tekrar yakıyor
Kaşıntıları böyle yok ediyor
Sineklerin bıraktığı enzimleri yüksek ısıda yok ederek
Başka neleri yok edebileceğini düşünüyor
Çok fazla düşüncesi var
Dalgınlaşırken aklına ucuz imgeler düşüyor
Bir çorba kazanına yanlışlıkla düşen sinekler gibi
Ne çok kaşıntısı var
Sanki birileri onu inkar ettikçe onu kötüleyip her yerde rezil ettikçe
Ya da ötekiler tatlı tatlı ısırdıkça
-İnce bir kanın sızdığı minik yaralara dönüşen ısırıklar bunlar-
Koca bedeni yük olmaktan çıkıyor
Düşünceleri vızıldayan sinekler gibi başının çevresinde dönüp duruyor.
Olabilirdi
Bir deri parçasına, karanlık köşelere, göz göze gelmeye muhtaç birisi
Şizofrenik kahkahaları yüzünden kendi suskunluğuna muhtaç birisi
Ya da ayağının takıldığı yerde düşüşün ona tattıracağı ani heyecana muhtaç birisi
Ama güçlü olduğunu düşünüyor
Çünkü istediği zaman havası berbat bu yerden kalkıp gidebilir
Çünkü beyni ona oradan kalkıp gidebileceğini söylüyor
Ayaklarının üstünde doğrulacak
Sağ ayağı sol ayağını, sol ayağı sağ ayağını gece ve gündüz gibi izleyecek
Zaten yürümekle geçiyor günleri
O yüzden bu imgeyi çok seviyor
Hatta ayağı uyuştuğu zamanlar güneş tutulması gibi bir şey yaşıyor
Ancak aslında hiç yürümüyor da
Sadece çevresindeki sinekleri izliyor
Bırak ısırsınlar
Hayattaki gayeleri yerine gelsin
Sırf bu yüzden oturduğu yerden hiç kalkmayacak
Hiç kalkamayacak
Helin Jignore kimdir?
27 yaşındayım. Yazmayı, çizmeyi, hayal etmeyi kesmeden güzel bir dünyanın bir gün hep beraber kurulabileceği inancıyla üretmeyi sürdürüyorum. Yakında bir şiir kitabı yayınlamayı istiyorum. Edebiyatı kelimelerin gücünü keşfettiğim çok erken yaşlardan beri seviyorum.
Instagram
uzaklar yakın olur
Eren Ateş
bir gülümsemesiyle kırılan sevgimi onarır.
“onu çok özledim.”
“ona hayatımda ihtiyacım var.” diye haykırdım;
sayfalara kazıyarak kalemleri…
derinlerden gelen tek isteğimin,
geleceğimde, onun mutlu olduğunu bilmek.
ve o mutlu olduğu sürece,
beni içten içe öldürse bile
uzaktan gülümseyeceğim..
uzaktan gülümsemek;
bu ne kadar da acizlik gibi görünse de,
birinden uzaklaşırken yakınlaşmak…
güçlü olduğumu ve hayatta bir kez olduğumu biliyorum
ama sana her zaman ölmekten korkuyorum.
Eren Ateş kimdir?
İzmir’de yaşayan, epik kâinatta lirik olmaktan vazgeçmeyen bireyim. Kalemi elime aldığımdan beri bulduğum kâğıtlara birkaç cümle yazarak özgür bıraktım zihnimi. Okudukça, insanları çözdükçe çoğalttım. Basılı ve dijital dergilerde de yer alarak hayata kendimi tanıtıyorum. Şiir, devrim yaratır okurun zihninde. Samimiyetimizi, sevgimizi net görürüz. Bu yüzden kendimi yakın buluyorum ve yoğunlaşıyorum.
Instagram
Görsel: Nikolay Tolmachev’in “two summer months” isimli eseri.