Yeryüzü Ağacı – Haziran 2023

Yeryüzü Ağacı’nın değerli okuyucuları, merhaba.

Başımıza gelen felaketlerin, bu toplumun kazananlarının bizlere yönelttiği nefretin; tüm bunlara karşı var olma mücadelemizin, aşklarımızın, kafa karışıklıklarımızın ortaya çıkardığı gürültülü kaosu küçük İskender Cangüncem’de 35 sene önceden şöyle öngörmüş:

beş yüz otuz dokuz
BATI?
bu yağmurları kim ısıttı?
nasıl çoğalır gökkuşağından gözlerine yansıyan renk,
gece oldu mu? sev beni. sev beni tarantula? Hüznünle
zehirle beni.
beni intihar et tarantula.
acıma itaat et!
hep bana gül! hayatı unutturma!

Biz de küçük İskender’in adeta bir kehanet gibi bu günlerimizi bize anlatan dizelerine kulak vererek Yeryüzü Ağacı’nın haziran seçkisinde hayatı unutturmayacak şiirlere yer vermeye karar verdik. 

Bu ayın ilk şairi Oğuz Ziya Anıl’ı Yeryüzü Ağacı’nda ilk defa konuk ediyoruz. Ağıt ve Bayrak günlük hayatta karşımıza çıkan imgeleri şairin gözünden anlatan etkileyici iki şiir. İkinci şairimiz Velvele okuyucularının aşina olduğu bir isim, Deniz Erkaradağ. Şair parla’da masallarla ördüğü bir şiir evrenini tanıdık ancak kendine has üslubuyla bizlere sunuyor. Daha önce Erkaradağ ile birlikte yazdıkları şiire yer verdiğimiz Helin Jignore da bu ay Yeryüzü Ağacı’na geri dönüyor. Yüksek Isı başlıklı şiirinde Jignore, karmaşıklaşan bir var olma halini duru diliyle okuyuculara sakince anlatıyor. Seçkimizin son şairi yine Yeryüzü Ağacı’nın müdavimlerinden, Eren Ateş. uzaklar yakın olur’da şair, aşkın insana yaşattıklarını cesur bir kırılganlıkla aktarıyor. 

Yeryüzü Ağacı Temmuz ve Ağustos aylarında kısa bir ara verecek, ancak Eylül’den itibaren Velvele sayfalarına geri dönecek. Bu demek olmuyor ki şiirlerinizi okumaya, onlar hakkında sizlerle konuşmaya, düşünmeye vaktimiz yok! Güz ve sonrasında yayımlanması için şiirlerinizi erkenden gönderin ki yazımız şenlensin. 

Yaz umduğunuzdan güzel geçsin. 

İlker Hepkaner
Velvele Edebiyat Kolu

Ağıt
Oğuz Ziya Anıl 

Müzede bir Yunan heykelinin önünde

Diz çöküp ağlamak hüngür hüngür/

Heykelin kırık penisi için ağlamak/

Diz çöküp 

Kasıklarına kapanmak heykelin

Ve direnmek beni oradan

Ayırmaya çalışan insanlara


Müzede bir Yunan heykelinin önünde

Diz çöküp ağlamak hüngür hüngür

Ve ağıt yakmak oğlunu kaybetmiş 

Bir köylü kadın gibi/ Bir heykelin

Kırık penisi için ağıt yakmak müzede

Ve anlamaya başlamak yavaş yavaş

Niçin ağıt yakar

Neden öyle döver göğsünü bir kadın


Diz çöküp kasıklarına kapanmak

Penisi kalp gibi kırılmış olan

Bir Yunan heykelinin

Ve direnmek

Bir keçinin inadıyla direnmek

Beni oradan ayırmaya çalışan insanlara

Bayrak
Oğuz Ziya Anıl

Sevgilimin slip külotunu göndere çektim

Dalgalansın diye ele güne karşı

Eşe dosta ve düşmana karşı


Sevgilimin slip külotunu göndere çektim

Ben onu makinede değil

Sakız gibi oluncaya dek elimde yıkadım

Çitiledim

Bu yüzden yara oldu ellerim

Olsun

Bu can sevgilime kurban olsun!


Sevgilimin slip külotunu göndere çektim

Oğuz Ziya Anıl kimdir?
1977 yılında Mersin’de doğdu. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde işletme okudu. Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nde yüksek lisans programını tamamladı. Şiirleri Gard, Edebiyatta Üç Nokta, Pan, Yelkensiz, Ağustos, Mazruf, Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi ve Grunge Şiir’de yayımlandı. Mersin’de yaşıyor. 
Twitter

parla
Deniz Erkaradağ

ürkütücü söylemsel, dönüştürücü bir an

Sihirbaz büyülendiğinde Tek Boynuzlu At nasıl lanetlenir

ruhaniliğime asla karşı konulamaz, komplona inandığın gibi

bu gece son denemen olacak

bu kahramanca taç, garip, ben ufuk

vizyonunu genişlet biraz,

           bıçak bulundu !

devlerle dost karahindiba

Krallıklar örgüye döndüğünde

yaprakların ruhu mu satılan yoksa Ejderhalar mı?

sorgularsanız Goblininiz çıkar

biri bu hikâyeleri anlatacak, kırmızı elma pembe değil

aşağıda halsiz titreme

ezici çoğunluk çiçek kocasının altında

ben postu korurum, genellikle barış daha derindir

görev değil ama korkunç bir şekilde, düşen çığlığı bilir

onların öpüşmesi yarığa geliyor

dramatik inançlar, felaket aroması

bu büyüleyici kar

şarkı söylemek geriye dönük

günahlarım büyülendi.

Deniz Erkaradağ kimdir?
Deniz Erkaradağ, 1989 Alsancak doğumlu. İstanbul’da yaşıyor. Sık sık şehrin sokaklarında yürüyor, yazıyor, çiziyor ve düşünüyor. Hayal kurmayı ve dans etmeyi seviyor, daha çok okuyabilmek için kendine iyi bakıyor. Kayıp Rıhtım Öykü Seçkisi’nde öyküleri, çeşitli dergilerde şiirleri yayımlandı. Handan ve Meral’in aşkını anlatan şiirsel romanı Ellerin Ellerimde, LGBTQIA dostu yayınevi obiçim yayınlar’dan çıktı.
Twitter

Yüksek Isı
Helin Jignore

Yine elinde yarım kalmış bir sigara
Sinek ısırıklarına tutmak için tekrar yakıyor 
Kaşıntıları böyle yok ediyor
Sineklerin bıraktığı enzimleri yüksek ısıda yok ederek
Başka neleri yok edebileceğini düşünüyor 
Çok fazla düşüncesi var 
Dalgınlaşırken aklına ucuz imgeler düşüyor 
Bir çorba kazanına yanlışlıkla düşen sinekler gibi 
Ne çok kaşıntısı var 
Sanki birileri onu inkar ettikçe onu kötüleyip her yerde rezil ettikçe 
Ya da ötekiler tatlı tatlı ısırdıkça 
-İnce bir kanın sızdığı minik yaralara dönüşen ısırıklar bunlar-
Koca bedeni yük olmaktan çıkıyor
Düşünceleri vızıldayan sinekler gibi başının çevresinde dönüp duruyor. 
Olabilirdi 
Bir deri parçasına, karanlık köşelere, göz göze gelmeye muhtaç birisi
Şizofrenik kahkahaları yüzünden kendi suskunluğuna muhtaç birisi
Ya da ayağının takıldığı yerde düşüşün ona tattıracağı ani heyecana muhtaç birisi
Ama güçlü olduğunu düşünüyor
Çünkü istediği zaman havası berbat bu yerden kalkıp gidebilir 
Çünkü beyni ona oradan kalkıp gidebileceğini söylüyor
Ayaklarının üstünde doğrulacak
Sağ ayağı sol ayağını, sol ayağı sağ ayağını gece ve gündüz gibi izleyecek
Zaten yürümekle geçiyor günleri 
O yüzden bu imgeyi çok seviyor
Hatta ayağı uyuştuğu zamanlar güneş tutulması gibi bir şey yaşıyor
Ancak aslında hiç yürümüyor da
Sadece çevresindeki sinekleri izliyor
Bırak ısırsınlar
Hayattaki gayeleri yerine gelsin 
Sırf bu yüzden oturduğu yerden hiç kalkmayacak
Hiç kalkamayacak

Helin Jignore kimdir?
27 yaşındayım. Yazmayı, çizmeyi, hayal etmeyi kesmeden güzel bir dünyanın bir gün hep beraber kurulabileceği inancıyla üretmeyi sürdürüyorum. Yakında bir şiir kitabı yayınlamayı istiyorum. Edebiyatı kelimelerin gücünü keşfettiğim çok erken yaşlardan beri seviyorum. 
Instagram

uzaklar yakın olur
Eren Ateş

bir gülümsemesiyle kırılan sevgimi onarır.

“onu çok özledim.”

“ona hayatımda ihtiyacım var.” diye haykırdım;

sayfalara kazıyarak kalemleri…

derinlerden gelen tek isteğimin,

geleceğimde, onun mutlu olduğunu bilmek.

ve o mutlu olduğu sürece,

beni içten içe öldürse bile

uzaktan gülümseyeceğim..

uzaktan gülümsemek;

bu ne kadar da acizlik gibi görünse de,

birinden uzaklaşırken yakınlaşmak…

güçlü olduğumu ve hayatta bir kez olduğumu biliyorum
ama sana her zaman ölmekten korkuyorum.

Eren Ateş kimdir?
İzmir’de yaşayan, epik kâinatta lirik olmaktan vazgeçmeyen bireyim. Kalemi elime aldığımdan beri bulduğum kâğıtlara birkaç cümle yazarak özgür bıraktım zihnimi. Okudukça, insanları çözdükçe çoğalttım. Basılı ve dijital dergilerde de yer alarak hayata kendimi tanıtıyorum. Şiir, devrim yaratır okurun zihninde. Samimiyetimizi, sevgimizi net görürüz. Bu yüzden kendimi yakın buluyorum ve yoğunlaşıyorum.
Instagram

Görsel: Nikolay Tolmachev’in “two summer months” isimli eseri.

Authors

  • İlker Hepkaner
  • Helin Jignore

    Helin çocukluğunda edebiyatla tanıştığından beri düz insan ilişkilerine karşın bitmek bilmeyen sayfaların arasında. Şiirlerini dünyayı tekrar okumak için yazıyor. Yazma yolculuğuna altı yıl önce başladı, Beşiktaş’ta yaşıyor.

  • Deniz Erkaradağ

    Deniz Erkaradağ, 1989 Alsancak İzmir doğumlu. İstanbul’da yaşıyor. Sık sık şehrin sokaklarında yürüyor, yazıyor, çiziyor ve düşünüyor. Hayal kurmayı ve dans etmeyi seviyor, daha çok okuyabilmek için kendine iyi bakıyor. 2007 yılında Bornova Anadolu Lisesi’nden, 2012’de İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun oldu. Hâlen Anadolu Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı üzerine ikinci lisansını yapıyor. 2011 yılında Lambdaİstanbul gönüllüsü olarak başladığı aktivizm serüvenine devam ediyor. 2012’den beri profesyonel olarak çevirmenlik yapıyor. Altyazı ve dublaj yerelleştirmesi uzmanı. İngilizceden, Çigi Düşler Yayınevi için William Gibson’ın Archangel, April Yayıncılık için Intan Paramaditha’nın The Wandering ve Avni Doshi’nin Burnt Sugar adlı kitaplarını; Fransızcadan, Uyurgezer Kitap için Jo Witek’in Y’a pas de héros dans ma famille! adlı kitabını Türkçeleştirdi. Kayıp Rıhtım Öykü Seçkisi’nde öyküleri, çeşitli dergilerde şiirleri yayımlandı. Şiir ve şiirsel öykü/roman yazmayı sürdürüyor. Daha fazla kuir hikâye okumak ve yazmak istiyor. Ellerin Ellerimde ilk kitabı.