Yeryüzü Ağacı’nın değerli okuyucuları, merhaba.
Ekim ayı Türkçe edebiyatın en özgün yazarlarından Latife Tekin’in “Queer şiir geliyor” demesiyle başladı. Programın sunucusu Armağan Çağlayan’ın şaşkınlıkla “Queer şairler nerede?” diye sorması edebiyat dünyasının queer şairleri sıklıkla görmezden gelişinin sonuçlarından biriydi. Oysa queer şairler çok uzun zamandır üretiyorlar ve biz de Velvele olarak 2020’den beri onları okuyucuyla buluşturuyoruz. Umuyoruz ki Tekin’in bu sözleri, queer şairlerin işlerine yeni ve esaslı bir ilginin başlamasına vesile olur. Bu ihtimalin verdiği telaşlı heyecanla Yeryüzü Ağacı’nın Ekim seçkisini sizlere sunuyoruz.
Bu ay şairlerimiz okuyucuları farklı hikayelere ve imgelere şiirin dürüstlüğünden geçerek götürecekler. Onur Köybaşı Ne Diyeceğimi Anlayacaksınız Siz’de kendimize çekmek istemeyebileceğimiz restleri bizlerle buluşturuyor. Kur Bağa Nergis’e başlıklı şiirinde bir ilişkinin bitişindeki hesaplaşmaları dizelere dökerken, Katlama Sanatı’nda sessizliğin güçlü koruyuculuğunu gözler önüne seriyor. Yeryüzü Ağacı’nın ilk şairlerinden nehir, yalın ve güçlü biçemini bu kez bir üçlemeye ödünç veriyor.
Kasım ayında görüşmek üzere.
İlker Hepkaner
Velvele Edebiyat Kolu
Ne Diyeceğimi Anlayacaksınız Siz
Onur Köybaşı
Duvarların yüzünü buruşturmak için içeri girdim
İçeri
Çünkü dışarısı için fazla ölmüş suratım var
İyi görünmek için sebebim yok
İçeri
Sancı beni çağırıyor
Banyoya girmiyorum çünkü bir tek orada seni sevdiğimi hatırlıyorum
İçimde gezen sana ait olmayan arzuyu nereye koymalıyım?
Tereddüt cahili yatağıma
Yoksa şu çatlamış beton arasına mı?
Kaygı yayılıyor
Silmek için bez arıyorum
Yeni bir hayata başlamak için ruhsat gerekiyormuş
Kimlik numaram hafızamda değil
Sayılarla aram iyi olmadı hiç
Gelecek nesle aktarmak için bir kutu antidepresan ve üç tane prezervatifimi mi bırakmalıyım?
Kötülük ilminde hızla ilerlendiği konuşuluyor tavan arasında
Yorulmayan şey nedir şu kafamda
Planlanmış kalabalığın arasından sıyrılmayı öğrendim
Uzaktan kumandayla kanal değiştirmekten çok daha fazlasını yapacağıma inandım
Ama dünyayı değiştirebilirim demedim
Çünkü TV’de o kanal yok
Dansa, müziğe
Yatakta düzüşürken kulağıma fısıldanan her şeye inandım
Yalana ilişip durdum
Ona da inandım
Bir postere ve o pozluk gülümsemeye
Büyük değil küçük savunmalara
Daha çok inandım
Sokağa ve penise
İnandım
Ne zaman bir şeyden korksam allaha inandım
İnandım
Hatalı sollamalara
Bozuk paraların çalıştırdığı makinalara
Coca-Cola ve Blue Jeanlara
Kayganlaşmaya yarayan her kreme
Üstüne sana
Bir daha bir daha
Daha bir inandım
İçeri girdim
Elimden gelen ardımdayken
Üstümde vedanın neşesi
Sen herkesi temiz sanıyorsun bense herkesi suçlu
Aramızda hiçbir fark yok
Dışardan nasıl göründüğümü bıraktım
İçerdeyim
Saldığım kökü unutarak
Kendimi budayıp kurtulurum sandım
Ormanlardan o yüzden hep nefret ettim
Ne zaman dışarda olsam
Restore edilmek üzere
Anıtlar gibi yıkıldım
Onur Köybaşı kimdir?
İskenderun’da doğdu. Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünden mezun oldu. Varlık, Duvar, Akköy, Hayâl, Mortaka, Fakir Fikirler, Kuşak Edebiyatı, Kafasına Göre, Ayı dergi ve Sokak Misyonu Kaos GL.. dergilerinde şiirleri yayımlandı ve hâla yayımlanmaya devam etmektedir. Ayrıca Edebiyat sitelerinde ve Fanzinlerde çeşitli sanatçılar ile röportajlar yapmaktadır. Şizofren Heceler, Vedasız Perşembe, Taşkuşağı, Viyadükler, Beni Yalnız Anla, Unutma Duvarı isimli şiir kitapları olup 2020 yılında manifesto tarzında ve Queer şiirler yer alan Kapağını ise Fransız illustrator Joel Person’un hazırladığı Punk DNA kitabı Sub Factory etiketiyle hayata baş kaldırmaya başladı. Ve sınırlı sayıda basılan kitap tükendi. Queer şiirin daha da etkileri hissedildiği ve artık Köybaşı’nın neredeyse şiirini Queer olarak tanımladığı 2021 yılında Sub Factory etiketiyle Pride ayına özel Sa bahattin ile hazırlamış olduğu Double Sh. Out adlı şiir kitabı Berlin’de yaşayan Drag sanatçısı Sasha Kills’in görselleriyle okuyuculara el salladı.
Twitter Instagram
Nergis’e
Kur Bağa
Senden sonra
Sanki her şey daha kolay
Masanın karşısında oturan kişinin yüzüne
Bakmak
Sevmek
Duymak…
3 boyutlu sinemadan çıkmışım
ve her şey daha düz
Farklı
Senin yokluğunda büyümeye başladıktan sonra
Senin varlığında kaldırım yerlere geri döndüm
Göztepe’ye
Yeme bozukluklarına
İntihar tehditlerine
Kremalı makarnanın sosu bir farklı
Senden sonra
Her şey daha hafif, ferah, boş, geride
ve ben ilerdeyim?
Her şey daha… (ç)/(y)ok
Katlama Sanatı
Kur Bağa
‘‘Sende bir hastalık mı var
yoksa sadece kilolu musun?’’
sessizlik.
‘‘En son geldiğinizde daha mı inceydiniz,
daha mı şişmandınız?’’
sessizlik.
‘‘Çayına şeker koymasan belki
birazcık kilo verebilirsin.’’
sessizlik.
herhalde onların gözünde
bu büyük vücudun içi boş
tüm hislerimi
cevaplarımı
söylemek isteyip söyleyemediklerimi de
oraya atıyorum
zaten içimde çok yer var
neden dışardaki sessizliği bozayım ki?
Kur Bağa kimdir?
Kur Bağa, İstanbul’da yaşayan kuir komünist bir şairdir.
üçleme
nehir
vagina
kılıç kını derler
külliyen yalan.
bilen pek iyi bilir,
yalnız kendinin kabı,
vagina.
dağlar boyun boyuna,
dalga dalga,
alır ve verir, hayat
biliriz dostlar biliriz
sığılmaz tek bir doğuma,
yara ve yarın
yarım ve yarık.
keskin, soylu bir kılıç dalgınlık.
hem bir kılıç yutulabilir,
alev alevken bile.
yaralarımız kat kabarık.
birdir işte,
bitki, beşer, balık.
dümen
öksüz, hem yetim
koca ağız, inci diş,
dudaklar eh işte
kendine hoş alt ve üs,
sahi kimden ki bu gülüş?
sana raptım deryadan
çocukluğunu anlat bana
hangi merdivenleri çıktın çifterden
ya da gül lokumu yemiş miydin hiç
damağında tuta tuta
ilk aşkın kimdi
sever miydi deli seni
al küçük ellerimi gök avuçlarına
öğret karnındaki o ateşi
hiç susmadan konuşalım
doğumuna arsız bir gecenin
sıcak nefesin kulağımı üşütsün,
boz yavru bir kediyim
yüzü yüzüne değen
ne olur yatır beni memelerine
bir kadife gecede sırrın olayım
nasıl inkar ederim
sana raptım deryadan
yani kalubeladan ta en baştan
sakınmam senden ama
bir taşım, yaşım yok
yerimi bilmem
yanık bir ağıttan başka
bir şeyim yok
ölem kırık gülüşe
gölgen üstüme düşe
ah ben bu ataştan
döne döne uyurum
Yeryüzü Ağacı’nda sık sık konuk ettiğimiz nehir’in daha önce yayımladığımız şiirlerini okumak için tıklayın.
Görsel: Georgia O’Keeffe painted Grey Lines with Black, Blue and Yellow in 1923.