“Esther Perel on Ghosting, Icing and Simmering in Modern Relationships” videosunun Türkçe uyarlamasıdır. Videoyu metnin sonunda izleyebilirsiniz.
Okurlardan birinin sorusu, üç haftadır flörtleştiği bir kadın ile ilgili. Üç hafta kadar çıkıp seks yaptıktan sonra kadın, sırra kadem basmış.
Reddedilme her daim ilişkiler diyarının bir parçasıdır. Fakat, artık yeni eğilimler söz konusu: Sırra Kadem Basma, Zamana Bırakma, Kenarda Bekletme. Bu eğilimler bizi belirsiz sonlara alıp götürüyor.
Kenarda Bekletme (Simmering), kelimenin gerçek anlamıyla birini kıvama getirme ve kısık ateşte bırakma anlamındadır. Şöyle dersiniz: Ah seninle görüşmeyi çok istiyorum fakat bu hafta meşgulüm; gelecek hafta tekrar haberleşelim mi? Manası: Sana verecek hiçbir şeyim yok ama hayatımdan büsbütün çıkmanı da istemiyorum. Bu yüzden seni benim için konforlu bir mesafede tutuyorum ve sen kenarda hazır bekliyorsun.
Zaman bırakma (icing): Sana aslında söylemek istediğim şu: Bak, şu anda bir ilişkiye hazır değilim. Senden çok hoşlanıyorum ama seninle görüşemeyeceğim. Belki birkaç ay sonra tekrar haberleşmek iyi olabilir.
Sırra kadem basma (Ghosting), tam manasıyla, yüzlerce mesajın ardından birisini hayatınızdan bir anda silmek anlamına gelir. Kişi hiçbir şekilde ulaşılamaz hale gelir.
Her zaman insanları reddettik, ediyoruz; fakat önceki yoğun iletişimin ardından sıfır iletişim yani tam iletişimsizlik durumu, ne olduğu belli olmayan ilişkiler dünyasında şimdilerde sıkça karşılaşılan bir şey. Yalnız kalmayayım diye bana yetecek kadarını senden alırım ama bu konuda sorumluluk alacak herhangi bir şey yapmam. Bu iki durum arasındaki zamanı süreğen belirsizlik diye tanımlıyorum. Benden birkaç mesaj uzaktasındır; canım isterse sana yazarım ve seni belli bir mesafede tutma örüntümün bir parçası yaparım. Özgürlüğümü de seni de kaybetmem.
Bana göre, Kadem Basma, Zamana Bırakma, Kenarda Bekletme, toplumda empatinin çöküşünün emarelerindendir. Bencilliği, sorumluluktan kaçınmayı teşvik eder.
Rekabetçi ve bize değer atfeden bir toplumda yaşıyoruz. Devamlı kendimizi yargılıyor, sorguluyor, ölçüp biçiyoruz. Ve sevilmek, yarışın bittiğinin, rekabetin artık sonlandığının aleni kanıtı sayılıyor. Sevgi, kendi değerimizin nişanesi olarak görülüyor. Bu yüzden, hayal kırıklığına yol açan sevgiler, mesajlar, ilişkiler özgüvenimizi paralıyor ve bizi değersiz hissettiriyor.
Size tavsiyem, kısa süreliğine bile olsa ilişkilendiğiniz insanlarla iletişiminizi saygı çerçevesinde ve dürüstçe bitirin. Karşınızdakine nezaket ve şefkat gösterin. Çünkü telefonun diğer ucunda duyguları olan başka bir insan duruyor ve özgüveni sarsılmasın istiyor. Seçtiğiniz kişi olmadığını kabul edebilir bu insan. Seçmemiş olmanız bir kenara fırlatılabileceği anlamına gelmiyor. Kimse attığınız kırıntılarla doymak istemez; hepimiz damağımızda güzel tat bırakan tam bir öğün ile beslenmek isteriz.
Çeviren: Özge Karlık
2 Comments