Hemen 911’i Arayın. Onlara Lady Gaga’yla İlgili Bir Şey Söylemem Lazım

İlker Hepkaner

Lady Gaga pandemi sırasında yayınladığı albümü Chromatica’dan üçüncü klibi 911 isimli şarkısına çekti. Yönetmen koltuğunda The Cell ve The Fall filmlerinden tanıdığımız, R.E.M.’i bir efsane mertebesine yükselten Losing My Religion’ın videosunda da imzası olan Tarsem’in oturduğu klip, fragmanındaki “kısa film” ibaresiyle daha yayınlanmadan heyecan yaratmıştı. Gaga’nın ilk üç albümünde sıklıkla yaptığı gibi metafor ve referanslarla dolu bir sanat eseri beklentisi boşa çıkmadı ve 911 hakkında uzun uzun konuşulacak bir görsel şölen olarak arzı endam etti. 

911 kısa filmi/klibi yayınlanır yayınlanmaz, Lady Gaga hayranları içindeki şifreleri hep bir elden çözümlemeye girişti. Bu yazıyı yazmaya oturduğumda videonun yayınlanmasının üzerinden sadece iki buçuk saat geçmesine rağmen Twitter’da neredeyse tüm gizli mesajlar bulunmuş, alt metinler okunmuş ve yorumlanmıştı bile.

Yazılanlara baktığımızda Gaga’nın yaptığı işlerde farklı sanatların arasında durup bu geçişlerden beslenmeye devam ettiğini görüyoruz. Klibin bu denli yoğun bir kültürel demet olması hakkında kısa da olsa bir şeyler söylemek şart.

Lady Gaga kariyerinin ilk günlerinden beri müziğini dış görünüşü, kliplerinde kullandığı görseller ve sahne şovlarıyla bir bütün halinde geliştirdi. Elbette bunu yapan ilk küresel yıldız değildi, fakat hikaye anlatıcılığı müziğinin önüne geçecek kadar sanatının başat bir öğesi olmuştu. Gaga kolektif yaratıcılığı bireyselliğe tercih eden ve bunun önemini vurgularken, ilham aldığı kişileri/şeyleri veya yaptığı işbirliklerinin altını hep çizdi. Hatta sanatçılar ve tasarımcılarla ilişkilerini bazen şarkılarında dahi ön plana çıkardı (Bkz: ARTPOP’taki Applause ve Donatella). Kliplerinde sinema dünyasıyla kurduğu metinlerarasılık da yeni değil. Telephone klibinde Quentin Tarantino’nun Kill Bill’iyle, Applause’da Fritz Lang’ın Metropolis’iyle, G.U.Y.’da Stanley Kubrick’in Spartacus’üyle kurduğu bağlantılar ilk aklıma gelenler. 911 klibinde Tarsem vesilesiyle bu kez nefes aldığı ve beslendiği, bir nevi konfor alanı olan Hollywood ve dolayısıyla ABD’nin sınırlarını aşıp  dünya sinemasının saklı hazineleriyle buluşmuş.

Gaga pop müziğin sınırlarını genişletmeye ve bir sanat dalı olarak ciddiye alınması için kafa yormaya devam ediyor. 911 onun bir adım ötesine geçmekten asla vazgeçmeyeceğini cümle aleme duyuruyor. Hayranları da onun bulunmak/görülmek/duyulmak için ardında bıraktığı ekmek tanelerini takip etmekte yıllar geçtikçe ustalaşıyor. Gaga hayranlığı bir kültürel çalışmalar dersi gibi geliştikçe hem sanatçının kendisine hem de onu sevenlere yeniliklerin kapılarını aralıyor.

Gaganownext isimli hesabın kliple sinema arasında kurduğu ilk bağ Ermeni yönetmen Sergei Parajanov’un 1968 yapımı kült filmi Narların Rengi ya da özgün adıyla Sayat Nova’yla… Bu efsane filmin görselleri videonun her yanına ustaca serpilmiş. Rüya sekansı neredeyse baştan sonra Parajanov’un filmindeki tablolarının yeniden inşa edilmiş halleri. 

Bu referansın üzerinde biraz durmak lazım. Sergei Parajanov sürrealist sinemanın (ve hatta genel olarak dünya sinemasının) en önemli örneklerinden bazılarına imzasını atmış bir yönetmen. Zamanında Sovyetlerdeki sıkı sansür nedeniyle ya projelerini hayata geçirememiş, ya da filmlerini baştan yazmış veya montajlamış. Bunun üzerine bir de hükümet sanatını tehlikeli bulduğu için homoseksüellik dahil olmak üzere bir sürü sözümona “suçtan” hapis yatmış. Sansür ve baskıyla bezeli bir sanat hayatına sahip lubunya bir sanatçının filmini muhtemelen milyonların (tekrar tekrar) izleyeceği bir klibe ana ilham kaynağı yapması Gaga’nın lubunya sanatçıların görünürlüğüne verdiği desteğin ve duyduğu saygının en yeni örneği. Parajanov, queer sinema deyince adını anmamız gereken büyük bir usta ve kahraman. Adını daha fazla zikretmek, sanatını onore etmek boynumuzun borcu.

Klipte küçük de olsa bir Federico Fellini referansı da var. Gaga’nın gökyüzüne elindeki gül solarken yükseldiği ancak ayağına bağlı ipi tutan karakter tarafından yeryüzüne geri çekildiği sahne Fellini’nin ustalık eseri ’una bir saygı duruşu. Demir Perde’nin batısında doğduğu için adını dönemdaşı Parajanov’dan daha fazla duyurmuş Fellini’nin dünya sinemasındaki yeri de çok önemli. Fikir hangisinden geldi bilemiyoruz ama Gaga’nın Tarsem’in yönetmenliğinde sinemanın bu iki ustasına çaktığı selamı aldık, başımızın üstüne koyduk.    

Yerinde ve hızlı tespitlere rağmen Gaganownext’in tweet zincirindeki kimi yorumlara ben şahsen katılmadım. Mesela bu hesap, klipteki kazada ölen bir erkeği kollarına almış kadın silüeti ile Michalengelo’nun La Pietà’sı arasında bir bağ kurmuş. Fakat, çarmıhtan indirilen İsa’yı kucaklayan Meryem tasviri sanatta La Pietà’dan önce de işlendi.

Ancak bu karenin esas vurucu özelliğini bir başka Twitter kullanıcısı sayesinde anlıyoruz. LG Monster Facts’e göre o tablonun bize esas anlattığı şey gelir eşitsizliğinin yarattığı adaletsizlik. Bu kullanıcının yorumuna göre kazada yaralanan, süper lüks arabasından, kılığından, beyazlığından ve tavırlarından zengin olduğunu anladığımız kişi sağlık ekiplerinden yardım alırken, arabası ambulansın yolunu tıkadığı için beyaz olmadığı belli olan yoksul kişilere olay yerinde ilk müdahale yapılamıyor. Bu nedenle bu sahne pandemi döneminde iyice ortaya çıkan gelir uçurumunun sağlık hizmetlerine ulaşmada yarattığı farklılıklara yapılan bir eleştiri olarak yorumlanmış.

Lady Gaga 4 dakika 35 saniyelik bir video ile yine eserleri, sanatı ve kendisi hakkında sayfa sayfa yazı yazdırmaya devam ediyor. İşin iyi tarafı bunu yaparken gölgede kalmış, kimilerinin hatırlamadığı, kimilerinin de daha önceden adını bile duymadığı sanatçılara veya farkında olmadığı sorunlara ışık tutması. Ama asıl önemlisi, geçirdiği zorlu süreçlerin ardından bunları sanatı aracılığıyla korkusuzca ifade etmeye ve kendini iyileştirmeye dair çabası. Videodaki kazanın yakıcılığını gördüğü ve etinde hissederek yaşadığı halüsinasyonla metaforla dolu bir çiçek bahçesine dönüştürmesi benim naçizane yorumum.

Bir Gaga fanı olarak, zorlu, inişli çıkışlı yılların geride kaldığını gördüğüm için mutluyum. Onu neden bu kadar çok sevdiğimi bana bir kere daha hatırlattığı için 911’in videosu da artık kalbimde özel bir yerde. Yine Yeni Yeniden 90’lar‘ın her bölümünde her konuyu kendisine getirmeme rağmen hakkında hiç yazı yazmadığıma hep hayret ederdim. Lady Gaga hakkında bir yazı yazmadım da demem artık. 

Author

2 Comments

  1. Bizi de bilgilendirdiğin için sana minnettarım ama fark edemediğimiz daha onlarca şey olduğundan eminim
    :))

Bir Cevap Yazın