Türkiye’de konu lubunyaların eğlenmesi, sosyalleşmesi oldu mu herkes söz birliği etmişçesine küflü bir ezberden başlar konuşmaya. Burada o safsataları tekrar edip sinir bozmaya gerek yok. Ancak bilen bilir ki bizler için eğlenmek de sosyalleşmek de çok uzun yıllar bir noktada artık duymaktan sıkıldığımız gerekçelerle mekanlardan kovulmakla biter, bazen fiziksel ama hep psikolojik şiddet yaşayarak sonlandırdı. LGBTİ+ mücadelesinin son yıllarda kazandığı ivme yavaş yavaş da olsa bunu değiştirmeye başladı. Artık dost, güvende hissettiğimiz, başımıza böyle saçmalıkların gelmeyeceğini bildiğimiz/düşündüğümüz yerler daha fazla. Yerel bir örgütlenme olan şugarmekanlar projesi İstanbul’da bu mekanların artması için bir süre önce yola koyuldu. Mücadelenin eğlenmeyi ve sosyalleşmeyi bir hak ve politik bir konu olarak ele almasına sırtını dayayan ekiple Velvele için söyleştik.
Proje nasıl ve hangi ihtiyaçlardan doğdu?
Daha önce Ankara, Mersin gibi şehirlerde LGBTİ+’lar için güvenli (dost) mekanlar listeleri oluşturulmuştu. İstanbul’da Onur Yürüyüşlerinin yasaklanmasıyla birlikte muktedirlerin saldırılarında güvenli alanlara kaçabilmek pratik bir sorun olarak karşımıza çıkmıştı. 2015-2016 yıllarında İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası komitesinde güvenli mekân ağı kurma yönünde çalışmalara koyulduk. Daha sonra, yine Onur Haftası organizasyonunda ve Nakka LGBTİ+‘de örgütlü aktivistler olarak mekanlarla görüşmeye, haritalama çalışmalarına giriştik, taahhütname oluşturduk. İlk olarak Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği‘yle bir araya geldik ve eğitimler organize etmeye başladık.
Bazı mekanların girişinde ayrımcılığa, bazı mekanlarda tacize uğruyoruz; bazı mekanlarda öpüşünce dışarı atılabiliyoruz, bazılarında iş arıyoruz ama bulamıyoruz. şugarmekanlar sayesinde, kapısından geri çevrilmeyeceğimizi bildiğimiz, çişimiz geldiğinde cinsiyetimizi sorgulatan tuvaletlerin olmadığı, taciz ve şiddet yaşandığında sorumluluk alan kafeler ve barların listesine sahip olma arzusu bizi harekete geçirdi.
LGBTİ+’lar için güvenli mekanları nasıl tanımlıyorsunuz? Bu mekanlar sadece kafe, bar ve restoranlarla mı sınır olacak yoksa örneğin kütüphaneler, mağazalar gibi yerler de sürece katılmasını istediğiniz alanlardan mı?
Mekanlarla yaptığımız anlaşmamızın ilk maddesi LGBTİ+’ların cinsel yönelimleri, cinsiyet kimlikleri ya da performansları nedeniyle herhangi bir ayrımcılık yaşamamasına işaret ediyor. Bu aslında güvenli mekân algımızın özeti.
Projeye başlarken ekip olarak yakın çevremizdeki mekanlarla, yani güvenli olduklarına emin olduklarımızla görüştük. Zaman içerisinde mekanların hem sayısını arttırmayı hem de mekân türlerini çeşitlendirmeyi düşünüyoruz. Örneğin lubunyaların yaşamsal ihtiyaçlarını gidermek için gittiği ve çoğu zaman ayrımcılığa uğradığı mekanlardan oldukları için emlakçıları ve kuaförleri ağımıza dahil etme fikri ekip olarak bizi çok heyecanlandırıyor.
Bu sürece dahil olan mekanların size yaklaşımları nasıldı? Projeden beklentileri sizinkilerle örtüştü mü yoksa farklı yaklaşımlar olmasına rağmen bir ortak nokta mı bulundu?
Hali hazırda süzgeçten geçirdiğimiz ve tanıdığımız mekanlarla görüştüğümüz için genellikle ilk görüşmelerimiz çok güzel geçiyor, heyecanla ve istekle karşılanıyoruz.
Mekanların eğitime katılımını organize ederken çok zorlanıyoruz. Yüz yüze görüşmemizden sonra hepimiz kendi gündelik hayatlarımıza geri dönüyoruz, önceliklerimiz farklı olabiliyor. Dolayısıyla eğitim için ortak gün ve saat ayarlamaya çalışırken kendimizi mekanlarla ortak bir iş yapıyormuşuz gibi değil de onlara bu eğitimleri diretiyormuş gibi hissettiğimiz oluyor.
Buna çözüm olarak bir sonraki görüşmemizde mekanlarla bu hissimizi paylaşmayı ve onların da organizasyon sürecine aktif katılımları ve/veya katılım motivasyonlarını dillendirerek bizi desteklemelerini isteyeceğiz. Ayrıca ekip olarak Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği ve Şiddetsizlik Merkezi ile ‘eğitici eğitimi’ organize etmeyi ve ortak eğitim gününe katılamayan mekanlara kendi uygun saatlerinde eğitim vermeye gitmeyi düşünüyoruz.
Kimi zaman adını açık yazmak istemeyen, bunu bir reklam gibi de gördüğü için tercih etmeyen ama yine de eğitimlere katılmak isteyen mekanlar da olabiliyor. Buna da sıcak bakıyoruz. Sonuçta bizim önemsediğimiz şey bir değişim ve bu değişime ulaşmanın farklı bir sürü yolu var. Biz de farklılaşmaya açık bir ekibiz/yapıyız, bu sebeple o ortak noktayı yaratmaya çalışıyoruz çoğu zaman.

Proje şu an için sadece İstanbul’u kapsıyor. Şehrin başka köşelerine; örneğin Bakırköy, Bağcılar, Pendik gibi yerlere de ulaşma planı yapıyor musunuz? Başka şehirlere de yayılması planlarınız arasında mı yoksa insanların kendi yerelinde bu işi yapabilmesini mi arzu ediyorsunuz?
Evet İstanbul genelinde hem kafe ve barlara ek diğer mekân türlerini de eklemek, hem de şehrin başka bölgelerine de yayılmayı hedefliyoruz. Bunu yapmanın da en iyi yolu oraların lubunyasının ekibe dahil olması. Örneğin yakında muhtemelen ufak bir Boğaziçili şugarmekan ekibi oluşacak ve bu ekip yalnızca Hisarüstü’ndeki mekân görüşmeleri konusunda sorumluluk alacak.
Instagram sayfamızı açmamızla farklı bir kitleye görünür olmuş olduk, İzmir ve Ankara’dan mesaj atanlar oldu, buralarda da olacak mı gibi sorular… Bizim şu anki ekiple buralara erişmemiz mümkün değil, ama erişiyor olsaydık da muhtemelen yerel örgütlenmeyi daha çok öne çıkartmaya çalışırdık. Yerelde örgütlenen her ekibe deneyim aktarımı yapmaya çok hazırız.
Yayılmayı, genişlemeyi arzulamakla birlikte, mekanlarda yaşanabilecek olası taciz, ayrımcılık, şiddet olaylarının takibini yapmayı sorumluluk olarak gördüğümüzden, insan gücümüzü bilerek büyümek ve eğitimlerin sürdürebilirliğini sağlayarak ilerlemek daha gerçekçi geliyor.
şugarmekanlar projesinin LGBTİ+ örgütleriyle ilişkisi nasıl? Hali hazırda bu örgütlerden insanlar mı bir araya geldi yoksa örgütsüz LGBTİ+’lar da var mı aranızda?
şugarmekanlar Nakka LGBTİ+’dan başlayan bir proje. Sonradan Nakka aktif olmasa da şugarmekanlar ekibi değişerek, kendi yoluna devam etti.
Şu anda aramızda örgütsüz LGBTİ+’lar da var. şugarmekanlar’ın tek ve spesifik bir hedefe yoğunlaşıyor olması sanırız örgütsüz insanların katılımını daha hevesli kılıyor.
Haberleşme ağımızda yaklaşık 20 kişiyiz, fakat şu süreçte aktif olan beş kişiyiz ve dördümüz aynı zamanda 28. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nda da gönüllü.
Örgütlerle ilişkide olmayı önemsiyoruz. Bir ihtiyacı karşıladığımız için ihtiyacın sahiplerine, yani lubunyalara ulaşması önemli. Bunda da diğer örgütlerle bağımız devreye giriyor.
Onun haricinde biz yalnızca organizasyonu sağlayan birkaç insanız. Ama bu proje çok daha büyük bir şeyi hedefliyor. Bu sebeple de örgütlerle dayanışmayı çok önemsiyoruz ve daha da fazlasına ihtiyacımız var. Bu vesileyle tüm örgütlere çağrımız olsun: iş birliğine açığız!
Belki bu noktada geçmiş birlikteliklere, dayanışma pratiklerinden bahsetmek yerinde olur. Örneğin 2019 Onur Haftası’nda etkinliklere gelenlere şugarmekanlar’da indirim alabilecekleri kodlar verdik. Ayrıca hafta boyunca emek harcayan gönüllülerinin bir öğün yemeklerini listemizdeki mekanlardan biri karşıladı. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’yle yaptığımız çalışmalardan bahsetmiştim. Sırada Şiddetsizlik Merkezi ile yapacağımız atölye var. Bu ilişkiler, beraber yapılan etkinlikler hem güçlendirici hem de motive edici oluyor. Bu örgütlere bu vesileyle teşekkür ederiz.
Harekete yönelik baskıların yükselerek arttığı ve yaşam alanlarımızın daraltıldığı şu zamanlarda şugarmekanlar projesi biraz da mevzi kazanma arzusu güdüyor gibi geliyor. Katılır mısınız? Yani aslında tek mevzu sadece gidip sosyalleşelim değil gibi. LGBTİ+’ların sosyal hayatta var olabilecekleri yerleri genişletebilmek de mücadeleye olumlu katkılar sunacak gibi duruyor.
Hareket olarak bir süredir eğlence ve sosyalleşme alanlarımızın güvenli hale gelmesini konuşuyoruz, çünkü komünite olarak en çok bir araya geldiğimiz alanlar bunlar oluyor. Fakat hepimiz biricik kişisel yaşamımıza döndüğümüzde gündelik hayatta birçok başka mekâna uğruyoruz. Bunların hepsinde güvende olmamız gerekiyor, ama değildik, hala da çoğunluğunda değiliz.
Hayatın her yerinde varız ve her yerinde güvende olmayı hakkediyoruz. LGBTİ+’lar olarak nasıl ki yalnızca gettoları değil şehrin tamamını istiyorsak, yılın yalnızca bir haftasını değil, her gününü de istiyoruz.
Dileriz hali hazırda kelimelerimizle talep ettiğimiz bu durumu somutlaştırma çabamız, yani şugarmekanlar projesi, mücadelemize güç verir.
Nasıl ki başta sosyalleştiğimiz mekanlar bizim varlığımız ve taleplerimizle dönüştü, bu daha sonra başka yerlere de yansıdı, yine öyle. Diğer mekanların da bu dönüşüme girmelerini talep ve umut ediyoruz. İnanıyoruz ki bir kere başladıktan sonra, bu algı kendiliğinden büyüyecek; “bu dönüşüme ayak uydurmak zorundayım” algısı oluşacak mekanlarda.
şugarmekanlar’ın popülerleşmesinin diğer mekanların dönüşmesine katkısı olacağını düşünüyoruz. Bu sebeple şugarmekanlar’ı anlatın, sosyal medyada paylaşın, stickerları yayın. Sizlerin desteğiyle tanınacağız, ilerleyeceğiz, dönüştüreceğiz.
* Şugar Lubuncada “yakışıklı, güzel, hoş” gibi anlamlara geliyor. Kelime aynı zamanda beğeni ifade ederken de kullanılıyor: “Saçın çok şugar olmuş abla” gibi.