Türkçede Görmek İstediğimiz Beş Queer Kitap

Netflix’i açınca sadece queer içerik görüyoruz diye şikayet edenleri bir de dünya edebiyat sahnesine bakmaya davet ediyoruz. ‘90 sonrası yükselişe geçen queer edebiyat dalgası son yıllarda tüm dünyayı sarmış durumda. Nereye baksak yılın en çok konuşulan hikâyesini queerlerin kaleminden okuma fırsatı buluyoruz. Üstelik bu isimlerin arasında beyaz olmayan yazar oranı da hiç de öyle azımsanacak gibi değil. 2020 yılının en önemli çevirilerinden biri olarak Türkçede de -ilginç bir şekilde- hak ettiği değeri gören Viyetnamlı-Amerikalı yazar Ocean Vuong’un Yeryüzünde Bir An İçin Muhteşemiz, birçok kişinin favori kitabı oldu. Burçin Tetik’in ilk öykü kitabı Annemin Kaburgası yayımlanmasından çok kısa bir süre sonra ikinci baskısını yaptı. Queer yazar Cahide Birgül kitaplarının 2019’dan başlayarak yeniden basımıyla çok konuşuldu. Ona özel dosyalar bile hazırlandı. Yine 2020’nin sonlarına doğru Fransa’nın genç yeteneği Édouard Louis’in Babamı Kim Öldürdü kitabı yayımlandı üstelik Moda Sahnesi’nde aynı isimle Onur Ünsal’ın tek kişilik oyunuyla sahnelenmeye başladı.

Ama lubunyanın gözü doyar mı, doymaz. Son yıllarda edebi diliyle ayrı, kurgusu, yaratıcılığı, derinliğiyle ayrı gönülleri fethetmiş, ödüller almış beş kitap daha listeledik. Her biri birbirinden müthiş bu yazarların kitaplarını her yerde görmek için sabırsızlananlar kulübüne hızlı bir giriş için listemiz aşağıda.

The Death of Vivek Oji, Akwaeke Emezi

The Death of Vivek Oji, Nijaryalı non-binary yazar Akwaeke Emezi’nin üçüncü romanı. Yazarın yine queer temalı kitapları Pet ve Freshwater da henüz Türkçede yayımlanmamış olsa da Emezi dört gözle Türkçede de görmek istediğimiz kitaplardan. The Death of Vivek Oji kitabın adıyla müsemma (Vivek Oji’nin Ölümü) başkarakterinin ölümüyle açılıyor.

Bir öğleden sonra, Nijerya’nın güneydoğusundaki bir kasabada bir anne, oğlunun ayaklarının dibinde rengarenk kumaşlara sarılı bedenini evlerinin kapısında bulur. Ardından, gizemli ve nazik bir ruha sahip Vivek Oji’nin doğumundan ölümüne kadar olan hayat hikâyesini okumaya başlarız. Ailenin diğer çocuklardan “farklı” olan çocuklarını anlama mücadelesine tanık oluruz. Mesafeli bir baba ve anlayışlı ancak aşırı korumacı bir anne tarafından yetiştirilen Vivek, baygınlık nöbetlerinden muzdariptir. Vivek’in en yakın olduğu kişi ise kuzeni Osita’dır. İkilinin bazen mesafelenen bazen derinleşen ilişkileriyse kitabın ana hatlarından birini oluşturur. Vivek Oji’nin non-binary trans deneyimi çevresinde şekillenen hayatını ve ölümünü anlatan kitap 2020 yılının en güçlü edebi eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. Kitabın etkileyici yazarı Akwaeke Emezi’nin dünyasına daha fazla girmek için Instagram hesabına da göz atmanızı öneririm.

Paradise Rot, Jenny Hval

Paradise Rot, Norveçli müzisyen Jenny Hval’ın ilk kitabı. Kitap için “Sivri cinsel ve politik imgeleriyle tanınan bir müzisyen ve sanatçının lirik ilk romanı” deniyor. Norveçli karakterimiz Jo üniversite için gittiği İngilizce konuşulan bu yeni ülkede duvarları olmayan bir evde sınırları belirsiz bir kadınla birlikte yaşamaya başlar. Evin de garip bir şekilde “canlı” olduğunu ve kitabın bir karakterine dönüştüğünü söylemek gerek. Kitaba adını veren bir Çürük Cennet gibi olan bu evde bitkilerin, meyve sebzelerin ve içinde yaşayan insanların da zamanı dışarıdan ayrılmış gibidir. Sanatçının, 2018’de yayımlanan cinsellik ve queer arzunun sınırlarında dolaşan bu ilk romanının ardından 2020 yılında Girls Against God adlı ikinci romanının da yayımlandığını belirtelim. Hem şarkıları, hem romanı hem de Nordik coolluğuyla kalpleri çalan Jenny Hval’ı Instagram’dan takip etmek isterseniz sizi buraya alalım.

Detransition, Baby, Torrey Peters

Detransition Baby, listedeki en yeni kitaplardan biri. Henüz Ocak 2021’de yayımlanan kitap Torrey Peters’ın ilk romanı. Yazarın daha önce yayımlanmış üç kitabı daha olsa da asıl bu ilk romanla dikkatleri üstüne çektiğini söyleyebiliriz. Kitap adındaki “Detransition” tersine geçiş anlamını taşıyor.

Kitabın baş karakteri Reese neredeyse her şeye sahip: Amy ile sevgi dolu bir ilişki, New York’ta bir apartman dairesi, nefret etmediği bir iş. Kendisinden önceki kuşak trans kadınların ancak hayal edebilecekleri bir yaşam: sıradan, burjuva rahatlıklarıyla dolu. Eksik olan tek şeyin bir çocuk olduğunu düşündüğü sırada kız arkadaşı Amy yeniden erkek cinsiyetini benimseyerek Ames olarak hayatına devam eder ve ilişkileri biter. Reese hayatının şu anki halinden pek de memnun değildir, evli erkeklerle ciddi olmayan ilişkiler yaşamak onu tatmin etmez. Ames’e gelecek olursak yeniden uyum sürecine girip erkek olarak hayatını daha konforlu hale getireceğini düşünse de gerçekte de öyle olmaz. Reese ile aşkları bitmiş olsa da ona geri dönmenin bir yolunu bulmak istiyor. Derken Ames’in patronu ve sevgilisi Katrina, Ames’ten hamile olduğunu ve bebeği doğurup doğurmama konusunda kararsız olduğunu söylüyor. Bunun üzerine Ames, Reese ve Katrina’yla beraber üç kişilik bir aile kurup bebeği birlikte büyütebilir mi diye düşünmeye başlayınca olaylar gelişiyor.

İsmini önümüzdeki zamanlarda daha çok duyacağımız ve Türkçede görmek konusunda da sabırsızlandığımız Torrey Peters’ın Instagram hesabından da kitapla ilgili gelişmeleri takip edebilirsiniz.

In the Dreamhouse, Carmen Maria Machado

Öncelikle Carmen Maria Machado’nun 2017 yılında yayımlanan öykü kitabı Her Body and Other Parties’in ardından Amerika başta olmak üzere birçok yerde büyük bir “olay” haline geldiğini belirtmek gerek. Bu kitapla çok sevildiği yetmiyormuş gibi yazarın anı kitabı In the Dreamhouse da 2019’da yayımlandı. Amerika’da yaşayan bazı queerlerin parkta bir banka oturup bir kerede okudum, ağla ağla içim çıktı şeklinde karşıladığı bu biyografik kitabın acilen Türkiye lubunyalarına da nasip olmasını diliyoruz. Machado’nun yıllarca süren eşcinsel ilişkisi boyunca yaşadığı istismarı anlatması elbette kolay olmayacaktı. Karanlık ve zor konuyu, son derece yaratıcı ve sorgulayıcı bir şekilde ele alırken klasik korku temaları da dahil olmak üzere bir dizi metafor kullanarak benzersiz bir şekilde ele alıyor. Keşke arkadaş olsak ne eğlenirdik kim bilir diyeceğiniz Machado’nun hayatına daha yakından bakmak isteyenler için Instagram hesabı burada.

Felix Ever After, Kacen Callender

2020 yılında yayımlanan Felix Ever After listeye genç yetişkin kontenjanından dahil oluyor. Bu çok tutulan kitabın yazarı Kacen Callender daha önce yazdıklarıyla Stonewall ve Lambda gibi ödülleri toplamış başarılı bir yazar olsa da Felix Ever After ile birçok listeye girerek asıl sıçramasını yaptı diyebiliriz. Kitabın başkarakteri Felix Love soyadıyla (aşk) büyük bir ironi oluşturduğunun farkında olsa da daha önce hiç aşık olmadı. Her ne kadar kimliğiyle barışık olsa da siyah, trans, queer biri olarak sonsuza kadar mutlu olmasının pek mümkün olmayacağından da içten içe korkuyor üstelik. Bu korkuları yetmiyormuş gibi bir de okuldaki dolabına transfobik biri, içinde doğum adının (deadname) ve uyum süreci öncesi fotoğraflarının bulunduğu notlar koymaya başlar. Tüm bu süreçte kendi varoluşuyla ilgili algısında da birtakım değişiklikler olur Felix’in. Klasik bir hikâye gibi duyulsa da yüzeysel olmayan katmanlı ve derin bir anlatı ve kurguyla Felix’in kimlik, aşk ve hak ettiği sevgiyi bulma serüvenine tanık oluruz. Kalpleri eriten Kacen Callender’in işleriyle ilgili gelişmeleri takip etmek içinse adresimiz bu kez Twitter.

Seçil Epik‘in Epik ne okuyor? adlı bültenine abone olmak için web sitesini ziyaret edebilir, Epik ne okuyor?‘u Instagram ve Twitter‘da takip edebilirsiniz.

Author

  • Seçil Epik

    Seçil Epik 2013’ten bu yana çeşitli mecralarda editörlük yaptı. Yazar olarak birçok yayına katkıda bulundu. Umami Kitap’ın kurucu ortağı ve editörü. Temmuz 2018'den bu yana queer & feminist kitap önerilerini paylaştığı Epik ne okuyor? adlı bülteni hazırlıyor.

2 Comments

Bir Cevap Yazın