Tüm “Boyalı Kuşlar” için…
Duvarla kitap rafları arasında,
Duvara düşen bir karaltı.-
Koyu-
Bir karaltı.-
Bigâne kalmış tüm resimler
Duvardaki karaltıya.
-Çevredeki tüm renkler-
Çevredeki tüm bedii renkler
Konuşanlar ki tümü hepten belagatli
Ama altından defalarca geçsek de
“O” alkımın;
Gencelmeyecek
İm – imden çizgiler.
Silindiklerini bildiğimizde – belirginleşecekler
Gerçeğe döndüğünde zaten kaybedilen ama kaçan itkiler-
Gerçekleştikçe
Kaçar itkiler.
Ve tüm dünyayı sırtlamış –
Tüm dünyayı – birden- sırtından indirmiş
Kaplumbağa adımlı bir adam
Alkım ki bırakmış tüm renkleri üzerine –
Boyamış kabuğunu
Renkten – hem de renkten
Bir gün
Belki de
Bir gece
Yavaştan yavaştan aylandığı gezegenler
Bir de üğrüm-ün etkisi – yayılıyor
Sert kabuğuna –
Sert kabuğunu yer yer incitiyor,
Yer yer çatlatıyor.
Ama kabuğu çatladıkça sertleşen adımları
Eğindiği eksenler üzerinde yol aldıkça;
Yorulan ayakları değil
Ama incinen kabuğu- yer yer çizilen kabuğu.
Çatlayan kabuktan alkımdan renkler akıyor
Her attığı adımda
Akan boyadan iz kalıyor.
Eriyen alkım-
dan bir kabuk
Renkli ayak izleri
Kitap rafları ile duvar arasında
Bir kabuğun gövdesi
Ama gölgesi.
Kaplumbağa adımlı bir adam
Sırtında eriyen bir alkım – Her attığı adım;
Renkten bir iz
Pek az ses çıkarıyor
Ama içine çökelmiş
Menhus bir kuvve
Hoyratça hırpalanmış kalın deriden – kalın deriye
Ama kabuk.
Dilinden dökülen
Elbette kösnül bir dize;
Elbette herkes kıygın,
Elbette herkes koşun,
Alkımdan kabuğu eriyen de
Kaplumbağa adımlı adamdan
-Başkası değil ki zaten.-
Her adımında renkten iz bırakıyor,
Boyalar akıyor
Sokaklar renkten eriyor.
Caddeler renkten eriyor.
Yeryüzü Ağacı‘na katılmak için ayrıntılar burada.
2 Comments