Diyanet İşleri Başkanı’nın nefret hutbesinden beri LGBTİ+’lar için gündemin maşallahı var. Evlere kapandığımız şu zamanlarda ciğerlerimizi sosyal medyalarda solduruyor, koltuğa anlatsak yola gelecek şeyleri anlamamakta ısrar eden kalabalıklara bir şeyler izah etmeye uğraşıyoruz. Karşımızdakilerin sonsuz öfkesi, cehaleti, fobisi adeta Viyana kapıları; geçebilene aşk olsun.
Bizler için hayatın her alanında olduğu gibi sosyal medya kanallarında var olabilmek de büyük bir mücadele anlamına geliyor çok uzun süredir. Sanal zorbalar, 7/24 fobikler ve iktidarın maşası trollerle bitmek bilmeyen bir cenge tutuştuk, sonumuz hayır olsun.
Bu karanlık ve yorucu muharebe meydanında debelenirken savrulduğumuz, kafamızın karıştığı, öfkelendiğimiz ve tükendiğimiz sayısız gündemle ne yapacağımızı bazen bilemiyoruz haliyle. Bu da can nihayetinde ve bujileri yaktığımız da oldu.
Kuir Tim, tam bu curcurunanın ortasında çıka geldi. Biraz Söz Fato’da biraz Uğur Dündar edasıyla daldılar Twitter’a. Kısa sürede yüzlerce kişinin takip etmeye başladığı, lubunyalar için temiz ve güvenli sosyal medya şiarıyla yola çıkan ekiple iki lafın belini kırdık.
“LGBTİ+’lar sosyal medyada kendilerini daha güvende hissetsin istiyoruz”
Sosyal mecralarda giderek artan bir biçimde LGBTİ+’lara yönelen nefret söyleminin ve şiddet çağrılarının önünün kesilmesini düşünen bir grup aktivist olarak tanımlıyorlar kendilerini.
“Benzer duyarlılıklara sahip olmamız, birbirimizi bulmamızda ve harekete geçmeye karar vermemizde etkili oldu.”
Kısa bir süre önce pozisyon almaya ve saf tutmaya karar veren Kuir Tim’in en birincil amacı LGBTİ+’ların sosyal medya kanallarında kendilerini daha güvende ve güçlü hissetmelerini sağlamak. LGBTİ+’lara yönelen nefret söylemlerini ve şiddet çağrılarını önlemek istiyorlar.
Yola net bir planla çıkmışlar. Bu nedenle ne yapacaklarını biliyor, takipçilerini de bu planı temel alarak yönlendiriyorlar. Gelen postları inceliyor, ardından sayfalarında ifşa ederek takipçilerinden ilgili tweet’i Twitter’a bildirmelerini istiyorlar. İş orada bitmiyor tabii; tweet’in ya da nefret söylemi üreten hesabın kapatılıp kapatılmadığını takip ediyorlar.
Tweet bildirme prosedürünü bilmeyenler için adım adım ne yapmaları gerektiğini açıkladıklarının altını çizmek gerek. Trollere etkileşim vermemeye özen gösteriyorlar. Bu nedenle hiçbir tweet’i alıntılamıyor, sadece ekran görüntüsü alarak ifşa ediyorlar. Böylece ilgili paylaşımları yapanlara bildirim de gitmemiş oluyor. Tepkilerle beslenen nefret odaklarının kalbini kıracakları muhakkak.

“Bize nefret kusanlardan daha güçlüyüz”
Kuir Tim, çok çalkantılı bir dönemde, evlere kapandığımız şu sürecin artık en dayanılmaz noktalarına geldiğimiz ve sosyal medyada maruz kaldığımız şiddetin katlanılmaz olduğu günlerde ortaya çıktı ve heyecanlandırdı. Kendilerini Twitter’da @KuirTim hesabından takip edebilir, çabalarına katkıda bulunabilirsiniz. Ekip takipçilerinden, LGBTİ+’lar’a yönelik nefret dalgasından rahatsız olan herkesin yoldaşlığını istiyor. Twitter’da dolaşırken gözünüzü dört açın ve yanlış olduğunu düşündüğünüz paylaşımları Kuir Tim’e bildirin.
Bu yazıyı onların sözleriyle bitireyim.
“Bize nefret kusan maaşlı trollerden daha güçlüyüz. Sadece sosyal mecralarda değil her yerdeyiz. Her yerde örgütlü, her yerde dayanışma içerisinde olmalıyız!”
Onur Ayı’mız kutlu olsun!