Çeviren: İlker Hepkaner
Velvele Edebiyat Kolu’nun geçtiğimiz hafta duyurusunu yaptığı “Lubunyaların Şiirleri Dile Geliyor” serisinin ilk konuğu Charles Jensen.
ABD’li şair kariyeri boyunca Zócalo Şiir Ödülü, Dorothy Sargent Rosenberg Ödülü, Frank O’Hara Chapbook Ödülü, ve Red Mountain Review Chapbook Ödülü’ne layık görüldü; 2010 senesinde de Lambda Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi. Bugüne kadar yedi şiir kitabı çıkaran Jensen şiirlerinde günümüz gey hikayelerinin ardındaki derin duygulara kinayeli bir dille yaklaşıyor.
Aşağıdaki şiirler bir ayrılık acısını incelediği Breakup/Breakdown isimli kitabından. Jensen, Los Angeles’ta yaşıyor. Kendisine Twitter‘dan, eserlerine de websitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Amerika’nın Dört Köşesinde Geyler Evlilik Eşitliği Kararını Kutlarken,
Senle Ben Elimizde Ne Var Ne Yoksa
Bölüşüyoruz
Uzun bir günün sonunda saçımızdaki örgüleri çözer gibi
Parmaklarımızı hayatlarımızın arasından geçiriyoruz.
Senin hatıranı içi kül dolu bir
vazo gibi taşıyan, hani
açmasan da sırf bir anlamı var
diye evde tuttuğun şeylere tutunuşum gibi
senin olan her şey bende kalsın isterken
hiçbir şeye talip değilim. Kitapları
senin benim diye ayırmadan
aynı rafa koymamdan önceki
halime dönmem imkansız,
ne iyimser bir hareketmiş bak.
Sen ayağa kalkıp yeni bir hayat edineceksin
Bense haberdar olmamayı tercih edeceğim. Adamın
biri seni sevecek, muhtemelen ve
benden bile iyi sevecek seni.
Benim kaderimde ne var?
Adamın teki değil. Muhtemelen
sadece ben, bir göz oda
bir ev, yokuşta, kucağımda bir köpek
Los Angeles’ın merkezine bakan
bir pencere.
Ötesini ben göremiyorum
o anın, günün ötesini. Sadece
biliyorum ki konu aşka gelince
ondan geçmeyen de ben, vazgeçen de.
(Öz)lemeler
Bol bol düşünecek vaktim oldu senin
ardında bıraktığın eşyaları teker teker
kutulara koyarken. Merak ediyorum
şu saniye beni düşünüyor musun, yeni evinde
var mıdır buram buram beni hatırlatan
bir nesne dokunmaya bu yüzden
kıyamadığın. Umarım düşündeyimdir.
Sen çok ama çok iyi düşün istiyorum
altındaki koca deniz onu derin, açık
sulara çekerken fark ettirmeden
istiyorum istemediği bir limana demir atmış
bir geminin gitmek için attığı çığlıkları.
Ayrılmak/Sıyırmak
Eski evimize geri döndüm
tüm eşyalar gidince.
Süpürge tuttum o da
senin ardından toplanan
tüm kanıtları çekti halıları
temizledim dip temel köşe bucak
süpürdüm tüm toz topaklarını
bir köşeye
birlikteliğimizin cesetleri
senin teninle son kez
benim tenimin karışması
iki bedenin hemhal olması.
İrili ufaklı parçaları
ardında bıraktığın fişleri
ne varsa silkeledim. Senle
ben uçuştuk öylece
aynı hayatımızdaki gibi
sonunda verdiğim basit bir kararla
tüm bu olanlarla sana diyebildim ki
defol.
1 Comment
Comments are closed.