İzlanda folklorunda vahşi bir kedinin Noel zamanı ortaya çıktığı; karlı ve kırsal bölgelerde dolaşarak yeni kıyafet almayan insanları, özellikle de çocukları yediğiyle ilgili bir efsane var.
Zalim dev Grýla’nın, kocası Leppalúði’nin ve acımasız trol oğullarının (13 oğuldan çeşitli kaynaklarda Yule Lads, Yuletide-lads, Yulemen olarak bahsediliyor, “Noel Delikanlıları” ya da “Yule/Noel çocukları” denebilir) evcil hayvanı olarak betimlenen bu kedinin İzlandacada adı Jólakötturinn. Türkçeye “Noel Kedisi” olarak çevirebiliriz.

Kediler, sol ve anarşist anlatılarda hep sistem karşıtı olarak tarif edilseler de İzlanda folklöründeki bu efsanede Jólakötturinn, sermayeden ve zalimden yana. Çiftliklerde çalışan işçilere yönelik tehdit ve teşvik aracı olarak kullanılmış. Hikâyedeki daha acımasız detay ise bu işçiler arasında çocukların da olması.
Sonbaharda toplanan yünün Noel’den önce işlenmesi gerektiği için, bu işte çalışmaya razı olanlar yeni kıyafetlerle ödüllendirilir; katılmayanlar ise hiçbir şey alamaz ve Jólakötturinn için potansiyel bir ava dönüşürlermiş. Halk hikâyeleri, kulaktan kulağa yayılan ve her kulakta farklılaşan anlatılar malum. Efsanenin, Jólakötturinn’in yeni kıyafet alamayan insanları değil, onların yiyeceklerini yediğini söyleyen versiyonları da mevcut.
Peki, bu kadar acımasız ve zalim bir kedi ve onunla ilgili efsane neden İzlanda’da herkesin sahiplendiği bir sembole dönüştü; etrafında bir anlatı inşa edildi ve ülke folklorunun ayrılmaz bir parçası haline geldi? Kedinin kendisi gibi, bununla da ilgili teoriler türlü türlü.

Jólakötturinn’in İzlanda’da benimsenmesi, sert iklim koşullarında hayatta kalma kültürünü pekiştiren, çalışmayı ve dayanıklılığı teşvik eden kolektif bir motivasyon anlatısı olmasından kaynaklanıyor. Başlangıçta çocukları disipline etmek için kullanılan zalim kedi figürü, zamanla korkutucu ama alaycı ve mizahi bir folklor unsuruna dönüşmüş. “Çalışmayanı cezalandıran” efsane, kapitalist değerlerle ve Noel’in tüketimci ruhuyla ironik biçimde uyum gösteriyor. Jólakötturinn, küçük bir toplumun ortak mitler üzerinden bir araya gelme arzusunu yansıtırken, Noel’in yalnızca ışıltılı, steril ve mutlu değil; karanlık ve kusurlu yanları da olan bir dönem olduğunu da hatırlatıyor.
Jólakötturinn’e dair bilinen ilk kesin kaynak, Jón Árnason’un 1862 tarihli folklor derlemesi Íslenzkar þjóðsögur og æfintýri’dir (Türkçesi: “İzlanda Halk Efsaneleri ve Masalları”). Burada Jólakötturinn, Noel için yeni kıyafet almayanları ya da onların “Noel payını” (bir çiftlikte yaşayanlara verilen ekstra yemek payı) yiyen kötü bir yaratık olarak betimlenir. Árnason, her iki anlatı için de bir kaynak belirtmemiştir.
Hikâyenin kökenine dair, daha sonraki yıllarda iki teori öne sürülmüş. Folklorcu Árni Björnsson, Árnason’un dipnotlarından birinde kullandığı “kediyi giydirmek”1 deyimine işaret eder. Bu dipnot ve Árnason’un yazılarından önce Jólakötturinn’e dair yazılı kaynakların bulunmaması nedeniyle Björnsson, canavarın bu deyimden yola çıkılarak Árnason tarafından yaratıldığı sonucuna varmıştır.
İkinci teoriye göre ise arkeolog Guðmundur Ólafsson, Jólakötturinn’i Aziz Nikola’ya (yani Noel Baba’ya) eşlik eden çeşitli varlıklarla ilişkilendirir. Ólafsson, tarihsel folklor kaynaklarının genellikle kıt olduğunu, bu nedenle Jólakötturinn’e dair yazılı kaynakların eksikliğinin çok da anlamlı olmadığını söyler.

Jólakötturinn’in İzlanda Noel folklorunun klasik bir parçası hâline gelmesi, 1932 yılında Jóhannes úr Kötlum’un Jólin koma (“Noel Geliyor”) adlı şiir kitabını yayımlamasıyla olmuş. Kitapta yer alan ve insan yiyen bu canavarı merkezine alan şiir sayesinde Jólakötturinn, zamanla ülkedeki Noel kutlamaları ve süslemelerinin yaygın bir parçasına dönüşmüş.

Şiirde Jólakötturinn, Grýla, Leppalúði ya da oğulları ile doğrudan ilişkilendirilmemiş olsa da bu karakterlerin hepsi aynı kitapta yer alır. Bu ortaklık, sonraki anlatılarda aralarında bağlantılar kurulmasına yol açar. 20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde Jólakötturinn, Grýla’nın ve oğullarının evcil hayvanı olarak kabul edilmeye başlanır. Daha sonraki bazı hikâyelerde ise kedi o kadar söz dinlemezdir ki onu yalnızca en küçük Yule Lad olan Stúfur kontrol edebilir; Stúfur, Jólakötturinn‘in sırtına binerek ülkeyi dolaşır.
1970 yılında Ingibjörg Þorbergs, Kötlum’un şiirlerinden esinlenen, biri Jólakötturinn’a dayanan birkaç şarkı besteler.
2008 yılında İngilizce yayımlanan çevrimiçi gazete The Reykjavík Grapevine, Jólakötturinn hakkında bir makale yayımlar. Bu yazının, kedinin uluslararası alanda tanınmasında kısmen etkili olduğu düşünülür. Daha sonra Jólakötturinn’in hikâyesi, başka pek çok yazıda tekrarlanır ve genişletililir.
2018’de Reykjavík Belediyesi, şehrin merkezi meydanına Noel süslemesi olarak 5 metre yüksekliğinde demir bir Jólakötturinn heykeli yerleştirir.

Aralık 2023’te, kedi hakkında Þið kannist við… (kelime anlamıyla “Biliyorsunuz…”, İngilizceye Krampuss adıyla uyarlanmışdı) adlı bir film İzlanda’da gösterime girer.
Björk’ün “Jólakötturinn” adlı 1987 tarihli bir şarkısı olduğunuysa, kediye dair öğrendiğim diğer her şey gibi, bu içeriği hazırlarken öğrendim. Kısa günün kârı olarak, bu şarkıyı mutlaka Spotify dışındaki platformlarda bulup dinleyin. Spotify üyeliğinizi iptal etmeyi de unutmayın.
Jólakötturinn vesilesiyle, inanan ve/ya kutlayan herkese mutlu Noeller!
Noel’le başlayan ve yeni yıla kadar süren bu tatil sezonunu yalnız, sevdiklerinden uzakta, mutsuz, depresif ya da hissiz geçiren; ışıltılı Noel ve yeni yıl coşkusuna dâhil olmakta benim gibi güçlük çeken herkese de sabır ve güç diliyorum.
Katkılarından dolayı Mental Klitoris’e teşekkürler
Kaynakça
1. The Myth of the Yule Cat: Iceland’s Weird Christmas Monster
2. Icelandic Christmas folklore
3. Exploring the Everyday Magic of Cats in Iceland
4. Beware the Yule Cat: Iceland’s Most Terrifying Holiday Tradition
5. Icelandic Christmas folklore
6. Beware the Yule Cat, Iceland’s Child-Eating Christmas Monster
- Um jólanóttina hefi ég[1] aldrei heyrt neitt annað en það að sá sem enga nýja spjör fær á jólunum, „hann á að klæða köttinn“. Sá sem einhverja spjör fær nýja „hann þarf ekki að klæða köttinn“ (Noel arifesinde, Noel’de yeni kıyafet almayan kişinin “kedisini giydirmesi gerektiği” ve yeni kıyafet alan kişinin ise “kedisini giydirmesine gerek olmadığı” dışında hiçbir şey duymadım) Link ↩︎