Seks işçiliği, diğer bütün meslekler gibi bir iştir. Seks işçiliği dahil tüm mesleklerin sevmeden, istemeden, çaresizlikten yapanı olduğu gibi severek, isteyerek, seçerek yapanı var, ama çürümüş ahlâkçılık, seks işçilerini şiddetin hedefi yapıyor ve toplum dışına itiyor.
Seks işçiliğine karşı olmak, emek karşıtı, sınıfçı, cinsiyetçi, ayrıcalıklı, ableist ve muktedir olmayı beraberinde getiriyor. “Solcu abiliğin”, ahlâkçı feminizmin, muhafazakarlığın, sınıfçığılığın, ableizmin, kadın düşmanlığının kesişiminde özel bir yeri var. Zincire buyrun:
Seks işçiliği dendiğinde sıklıkla akla kadınlar, bilhassa trans kadınlar (ve trans kadın dendiğinde de büyük bir kesimin aklına seks işçiliği) geliyor ve “kadın bedeninin metalaştırılması”, “bedenini satmak”, “kolay yoldan para kazanmak” gibi akla izana sığmayan laflar ediliyor.
Oysa bu yaklaşımlar seks işçiliğini tektipleştiriyor, seks işçiliğinin karşıladığı ihtiyaçları küçümsüyor, bu ihtiyaçları duyanları ve seks işçilerine yönelme nedenlerini görmezden geliyor; barındırdığı emeği, emeğin evrenselliğini ve emekçilerin bireyselliğini hiçe sayıyor.
Seks işçiliği sadece kadınların erkeklere hizmet için yaptığı bir şey değil, kadın veya erkeklere hizmet veren erkek seks işçileri olduğu gibi, kadınlara hizmet veren kadın seks işçileri de var.
Seks sadece penetrasyondan ibaret değil, cinsel ihtiyaçlar çok çeşitli. Örneğin BDSM pratikleri de seksin ve dolayısıyla da seks işçiliğinin sunduğu cinsel ilişkilenme şekillerine dahil.
Cinsel ihtiyaçların bu çeşitliliği de, normların dışına çıktıkça karşılanmalarını, o ihtiyaçları karşılayabilecek birini başka türlü bulmayı zorlaştırıyor. Bazı cinsel ilişkilenme pratikleri de, ancak alanında “uzmanlaşabilenlerin” sunabileceği bir profesyonellik gerektiriyor.
Sosyalleşme ile ulaşılan cinsel ilişkilenmeler, genellikle çeşitli ayrıcalıklar ile elde edilebilen ilişkilenme şekilleri ve herkesin ihtiyaçlarını karşılayabilecek veya herkesin buna zaman ayırmak isteyeceği ilişkilenme şekilleri olmayabilir.
Sosyal sınıf, dolayısıyla ayrılabilen zaman ve kaynaklar, yaş, fiziksel görüntü, sağlık, fiziksel ve zihinsel engelsizlik, nörotipik olmak, sosyal ilişkilenmeleri ve bu ilişkilenmeleri ilerletmeyi mümkün kılmada öne çıkan faktörler.
Kişiler, bunlardan birini veya daha fazlasını karşılamıyor olabilir, karşılıyorsa dahi farklı bir ilişkilenme ihtiyacı içinde olabilir. Aradığı cinselliği, başka engellere takılmadan ona sağlayabilecek birisine yönelmek ve bir anlaşma içine girmek, bireysel bir karar ve hak.
Seks işçiliğinin “kolay” bir yanı yok. Sokakta çalışanı, eskortluk yapanı, sahibelik veya kölelik yapanı vb. her birisi kendi incelikleri, riskleri, tehlikeleri, gereksinimlerini ve deneyimlerini taşıyan çalışma şekilleri. Emek isteyen hiçbir iş, hiçbir nedenle küçümsenemez.
BÜTÜN mesleklerde olduğu gibi seks işçiliği de yoğun istismar, sınıfsal ezilme, hak ihlalleri ve çeşitli şiddet biçimleri içerebilen bir meslek kolu. Ancak diğer çoğu meslek kolunun aksine yasal güvenceleri sağlanmıyor, hak ihlalleri ciddiye alınmıyor.
Bunun sonucunda da, diğer meslek kollarına göre çok daha yüksek oranlarda hal ihlalleri gerçekleşiyor. Ahlâkçılar, yasal güvencesizlikten kaynaklanan yüksek oranlı hak ihlallerini bahane ederek seks işçiliğine karşı çıkıyorlar, özünde sömürüye dayalı olduğunu iddia ediyorlar.
Oysa sistematik şekilde benzer hak ihlalleri ve sömürü içeren başka meslek kolları için bu tür yaklaşımlar gösterilmiyor. Örneğin sistematik olarak mobbing, ekonomik kölelik ve iş cinayetlerine sahne olan maden işçiliği, inşaat işçiliği, mağaza personeli gibi işler.
Öte yandan benzer -ve duruma göre belki de daha ağır- şartlarda bu ve benzeri işlerde çalışan emekçiler de sıklıkla, seks işçiliğini aynı ahlâkçılıkla yargılıyorlar. Oysa hepsi de onuruyla, emeğiyle, kimseyi kandırmadan dürüstçe ve karşılıklı anlaşmalarla yapılan işler.
Seks işçiliği yapmayan trans kadınlar arasında da sıklıkla seks işçiliğine karşı yoğun bir önyargı ve nefret var maalesef. Toplumda trans kadınlara seks işçisi gözüyle bakıldığı için kendilerinin de seks işçisi zannedilmelerini ve bunun getirdiği zorlukların sorumluluğunu da seks işçiliğini tabulaştıran ve seks işçilerine yapılan muamelelere zemin sağlayan ahlâkçı topluma yüklemek yerine, bunların hedefi olan seks işçilerine yüklüyorlar. Oysa problemin kaynağı seks işçileri değil, her tür ayrımcılık ve nefreti körükleyen toplumsal önyargılar.
Nihayetinde seks işçiliği de, diğer birçok meslek gibi çok çeşitli sorunlar barındıran, sıklıkla başka çare olmadığı için yapılabilen, emek alan ve hayatî riskler içeren bir iş kolu.
Ancak toplumsal konumundan ve yasal güvencesizliklerden ötürü, içerdiği sömürü ve riskler diğer birçok iş kolundan çok daha yüksek.
Bunların çözümü, seks işçiliğini yasaklamaya çalışmak değil, yasal güvencelerini sağlamak, toplumsal saygınlığını vermek, seks işçilerinin emekçi olduğunun farkına varmak ve topluma dahil etmek.
Seks işçiliğine dair çeşitli kaynaklara, Kırmızı Şemsiye ve Pembe Hayat üzerinden ulaşabilirsiniz. Sevgiler.
* Bu tweet zinciri yazarı 18 Aralık 2019’da Twitter’da yayınlanmıştır.