Hassas olmak neden zayıflık olarak görülüyor? Hassasiyet neden haklı çıkmak istediğimizde karşımızdakini ezmek için kullanılıyor? Amy Winehouse ve Britney Spears’in yaşadıkları zorluklarda ne kadar payımız var?
Sezgin İnceel yazdı…
Hassas olmak neden zayıflık olarak görülüyor? Hassasiyet neden haklı çıkmak istediğimizde karşımızdakini ezmek için kullanılıyor? Amy Winehouse ve Britney Spears’in yaşadıkları zorluklarda ne kadar payımız var?
Sezgin İnceel yazdı…
“Konu aslında çocuk veya onun yaşayacağı travma falan değil. Onlar hep bahane. Konu başlı başına transfobi. Sadece Deniz Akkaya’nın da değil bu coğrafyada, bu ülkede, bu dünyada yaşadığımız insanların hemen hemen hepimizin beynine kazıdığı bir fobi.”
Küfür dost mudur düşman mı? Şairin dediği gibi işçinin ağzında açan bir gül mü? Öyleyse o işçi erkek mi? Öfkeye kesmiş kadınlara/lubunyalara edep dersi vermek mücadelenin neresine düşer?
Küfür ve etrafında örülen eril ve beyaz tahakküme dair bir beyin fırtınası.
Meriç G. Doğan LGBTİ+ mahpusları, Türkiye cezaevlerinde yaşadıkları ayrımcılıkları, öne çıkan sorunları anlatıyor; bunların nasıl ortadan kaldırılabileceğine dair öneriler sunuyor.
“Ben Afganistanlı trans erkek Sarwar Azad. İki ay içinde bulunduğum ülkeden Taliban yönetimindeki Afganistan’a iade edileceğim. Yaşam hakkım için yardımınıza ihtiyacım var.”
Sertaç Bozkurt yazdı.
Bawer Murmur annesinin ölümü ve sonrasında yaşadıklarını yazdı: “LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık deyince herkesin aklına benzer şeyler geliyor: şiddet, ölüm, işten kovulma, aşağılanma vs. Ancak fobiler sanıldığında çok daha sinsi bir biçimde günlük hayata/ilişkilere sirayet etmiş oluyor. Bir taziye evinde size misafir muamelesi yaparak çıkıyor ortaya mesela. Annenizin taziyesinde hem de. Size annenizi uzaktan bir akraba gibi hissettiriyor. Annenizin kaybına sizi yabancılaştırıyor.”
“Netflix’e yaptığı stand-up gösterisinde translara nefret saçarak milyonlar kazanan Dave Chapelle’e, zengin erkeğin fakir kadınla aşk yaşadığı yaz dizisinde cast’ı hazır olan karikatürize eşcinsel karaktere ya da nefret nesnesine dönüştürülen kimi siyasilere alel tecel şalvar fotoşoplayan karikatür dergilerine gülmeyi reddetmenin ve ötekilerin mizahını sahiplenmenin hayati olduğunu düşünüyorum. Adımın duyar kasana çıkmasından zerre çekinmeyerek, LGBTİ+ bakışıyla mizah üzerine bir şeyler söylemeye devam etmek istiyorum.”
Fulden yazdı.
“Dış sesim dünyaya her açılışında, o meşum dünya bana bakıyor; mırıltılı ve hırıltılı, suskunluktan sıyrılmış bir çocuğun kocaman sesini duyuyor.”
Ari P. Büyüktaş’ın kaleminden…
Geçtiğimiz haftalarda sosyal medyayı bir süreliğine işgal eden “çocuksuz mekan” tartışması
Mertcan Karakuş’a eski defterleri açtırdı; lubunya olduğu için alınmadığı ya da kovulduğu mekanları yazdı.
“Kemal Kılıçdaroğlu’nun cevabını vermesi gereken soru Vicdani Ret Hakkı’nı tanıyıp tanımaması değil, Anayasa ve Türkiye’nin tarafı olduğu ve İç hukukunda da yeri olan AİHM kararlarını uygulayıp uygulamayacağı. Bu soruya verilecek cevap, aynı zamanda AKP sonrası dönemde Türkiye’nin bir hukuk devleti olup olmayacağının da cevabı olacaktır.”
Mehmet Tarhan’ın yazısı.