Afganistanlı Trans Erkek Azad: “Yaşamak İçin Yardımınıza İhtiyacım Var.”

“Ben Afganistanlı trans erkek Sarwar Azad. İki ay içinde bulunduğum ülkeden Taliban yönetimindeki Afganistan’a iade edileceğim. Yaşam hakkım için yardımınıza ihtiyacım var.”

Sarwar 21 yaşında Afganistanlı Hazara bir trans erkek. Hazara halkının büyük çoğunluğu Şii inancına mensup. Bu nedenle Afganistan’ın en kalabalık üçüncü etnik grubu konumunda olan Hazaralar mezhepleri nedeniyle radikal Sünni Taliban’ın öncelikli hedefi konumunda. Şu anda bulunduğu ülkeden iki ay içinde Taliban yönetimindeki Afganistan’a iade edilecek olan Sarwar, aile içi şiddet görmüş ve bir çok defa evden atılmış. Gözleri ışıl ışıl parlayan Sarwar’ın tek isteği olan “Kız kardeşim de benimle gelebilir mi?” sorusunu hayatım boyunca unutmayacağım.

 “Afganistan’a iade edilişim ve ölümün benim için bir farkı yok. Diğer insanların sahip olduğu bir yaşamdan başka bir şey talep etmiyorum. Sesimi birileri eğer duyuyor ise lütfen yardım edin. Yardımınıza ihtiyacım var ve bu şansı hak ediyorum.” 

11 Eylül saldırıları bahanesiyle ABD toplumdan da aldığı destek ile George W. Bush döneminde “terörizmle savaş” kapsamında başlayan Afganistan’ın işgali, 2001 yılından bu yana on binlerce kişinin ölümüne neden oldu, milyonlarca kişi de göç etmek zorunda kaldı. Yeni ABD Başkanı Joe Biden’ın daha sonraları “Kaos olmadan çekilemezdik” diyerek savunacağı çekilme planını Taliban “zafer” olarak nitelendirdi. Biden dönemi, 19 yaşındaki Afganistan Genç Milli Takımı oyuncusu Zeki Enveri’nin ABD’nin 1109 numaraları kargo uçağının iniş takımlarına kendini kilitledikten ve uçağın kalkışından kısa bir süre sonra düştüğü o görüntüler kolektif hafızamıza kazındı. 

Afganistan’da LGBTİ+’lar için bir yaşam alanı kalmadığını vurgulayan Sarwar Azad “Taliban’ın kontrolündeki Afganistan artık Hazara bir trans erkek olarak benim için ölümcül. Taliban’ın tanımladığı kadın görünümünde olmamak büyük günah ve ölümle cezalandırılıyor. Artık ‘Baça Poş’ olarak kimliğimi saklayamam. Afganistan’da benim için bir gelecek yok. Tek ihtiyacım olan güvenli bir ülkeye yerleşmek. Yeni bir hayat kurmak.” diyor.

Afganistan nüfusunun %9’unu oluşturan Şii Hazara halkı etnik ve dini azınlık olması nedeniyle Taliban’ın öncelikli hedeflerinden. ABD’nin çekilme kararından hemen önce Kabil’de Hazaraların yoğun olarak yaşadığı mahalledeki orta okulun çıkışında yaşanan patlamada çoğunluğu kız 85 öğrenci hayatını kaybetmişti. Taliban’ın Hazaralar’a olan saldırı ve sindirme politikaları yönetimi ele geçirdikten sonra daha da hızlandı. Uluslararası Af Örgütü’nün raporlarına göre geçtiğimiz ay Taliban aralarında 17 yaşındaki bir kız çocuğunun da olduğu 13 Hazara hukuksuzca infaz etti. Kadınlar ve LGBTİ+’lar gibi savunmasız gruplar, insan hakları savunucuları, ABD ve koalisyonlar güçleriyle çalışanlar Taliban’ın öncelikli hedefleri arasında. 

Baça Poş nedir? 

Baça Poş Dari dilinde bir kelime. “Erkek gibi giyin” anlamına geliyor. Savaş dönemlerinde evin güvenliğini sağlamak gibi nedenlerle ortaya çıkan uygulama temelini haneye ekonomik katkı, toplumda saygınlık kazandırmak gibi ekonomik ve sosyal nedenlerden alıyor. Kız çocukları izinli olmadıkları inşaat ve sanayi gibi sektörlerde istihdam edilerek aile ekonomisine katkıda bulunuyor ve toplumsal cinsiyetin erkeklere vadedilmiş göreceli ayrıcalıklardan faydalanabiliyor. Fakat yetişkin yaşa geldiklerinde Baça Poş son buluyor fakat bu kişilerin tüm çocukluk ve ergenlik süreçlerinde yaşadıkları travmalar devam ediyor. 

Afganistan Anayasası’na göre evlilik dışı cinsel ilişkiler zina kapsamında değerlendiriliyor ve hapis ile cezalandırılıyor. Sapkın “Baça Bazi” geleneğini engellemek amacıyla 2018 yılında Afganistan Hükümeti tarafından yapılan düzenlemeler ile “eşcinsel ilişki” ilk defa anayasada bir suç olarak tanımlandı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporlarına göre 2001 yılından itibaren Afganistan’da zina ölüm ile cezalandırmadı. Fakat seçimlerin yapılmasına dahi olanak olmayan hükümet otoritesinin zayıf olduğu Taliban hakimiyetinde olan güney bölgeleri raporlara ne yazık ki yansımıyor. Nitekim iktidarı ele geçiren Taliban yaptığı açıklama ile mevcut Afganistan Anayasasını tanımadığını bildirdi. Şeriat Kanunlarına dayalı yeni bir anayasa hazırlanana kadar 1964 Anayasasının yürürlükte olduğunu duyurdu. Taliban’ın Afganistan Anayasasına üstün kıldığı Şeriat hükümlerince zina ve eşcinsel ilişki ölümle cezalandırılıyor. Taliban pek çok defa eşcinselliğin ölümle cezalandırılacağını çok sert mesajlarla duyurdu. ILGA’nın raporlarına göre 2015 yılında Taliban’ın şeriat mahkemesince birinin kaçarak kurtulduğu üç eşcinsel erkek taşlanarak ölüm cezasına çarptırıldı. 2004 yılında Afganistanlı biriyle eşcinsel ilişkiye girdiği gerekçesiyle bir ABD’li hapis cezasına çarptırıldı. 2011 yılında YouTube (tetikleyici olabilir) üzerinden paylaşılan videoda Afganistan polis memurlarının LGBTİ+’lara uyguladıkları taciz ve şiddet görüntüleri Taliban’ın tavrını ortaya koyar nitelikteydi. Töre cinayetleri kapsamında katillere suç indirimi sağlayan maddeler nedeniyle pek çok eşcinsel ve kadın bu kisve altında katledildi. Bu yasal boşluktan “Baça Bazi” adı verilen gelenek ile oğlan çocuklarına cinsel istismar uygulayan savaş ağaları gibi güç sahibi, varlıklı erkekler faydalanıyor. 

Baça Bazi nedir?

Oğlan çocuklarının genellikle itibar ve güç sahibi erkekler tarafından alıkonularak seks köleliği ve cinsel istismara maruz bırakılmasına Baça Bazi deniyor. Ergenlik öncesi veya sırasındaki oğlanlar şiddet ve zorlama ile savaş ağaları gibi güç sahibi erkeklere seks köleliği ve “eğlence” amaçlı satılıyor ve cinsel istismara maruz bırakılıyor. Parlamentoda bazı vekillerin red oyuna rağmen, oğlan çocuk istismarı Baça Bazi 2018 yılında Afganistan Anayasasında ilk defa suç olarak tanımlandı. Yeni düzenlemelere göre istismarcılara yedi yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Suçun tekrarlanması halinde istismar failinin idam cezasına çarptırılabileceği belirtiliyor. 

Şu anda bulunduğu ülkeden iki ay içinde Afganistan’a iade edilecek olan Sarwar “Taliban kadınların eğitimine izin verse bile LGBTİ+’ların varlığına bile izin vermeyecek. Her gün büyük bir depresyon içinde Afganistan’a iade edilme korkusuyla yaşıyorum. Evden defalarca kovuldum, aile içinde büyük problemler yaşıyorum. İnsanlar Kabil Havalimanında yaşanan görüntülerle dalga geçiyorlar. Bu insanlar çıldırmış mı diyorlar. O insanlar hayatlarının peşinden koşuyorlar. 21 yaşındayım. Özgürce ve güven içinde bir hayat benim de hakkım. Sesimi duyan herkesten bizim için ve kaybettiğimiz hayatlar için dua etmesini istiyorum. Hala bir şansım varken geç olmadan yardımınızı istiyorum.” Sarwar iyi düzeyde İngilizcenin yanı sıra  dört dil biliyor ve şu anda eğitim görüyor. Kendini iyi yetiştirmiş, öz farkındalığı yüksek, çok akıllı bir genç. Sarwar’a nasıl yardım edebiliriz diye araştırma yaparken Afganistan Amerikan Üniversitesi’nde Politika Bilimi dersleri verirken, 2013 yılında Afganistan Hükümeti tarafından eşcinsel olduğu gerekçesiyle işine son verilen ve aldığı ölüm tehditleri nedeniyle ABD’ye yerleşmek zorunda kalan Nemat Sadat’a ulaştım. İslam ve eşcinsellik üzerine çalışmalar yapan aktivist-yazar Nemat “Bazı Amerikalılar bu durumu savaşın sonu olarak adlandırıyor. Üzülerek söylüyorum ki bizim için savaşın başlangıcı. Yine büyük kayıpları LGBTİ+’lar olarak biz veriyoruz. Şu ana kadar 520 kişi bana ulaştı. Sivil toplumdan ciddi bir destek alıyoruz fakat aynı desteği hükümetlerden görmüyoruz. Uluslararası kamuoyunun Afganistanlı LGBTİ+’lara yönelik ciddi adımlar atması bugün zorunluluktur. O insanlara borçluyuz. Tüm imkanlarımızla hayat kurtarmaya çalışıyoruz. Tüm işbirliklerine açığız, özellikle hükümetlerden daha somut adımlar atmasını talep ediyoruz. Son olarak Birleşik Krallık’a ulaşan kafilede listemden yoldaşlarımın olması gurur ve umut verici. Fakat Birleşik Krallık ile sınırlı kalmamalı. Özellikle Taliban’ın son açıklamalarından sonra tüm dünyayı sorumluluk almaya davet ediyorum.” diyor. 

Geçtiğimiz günlerde Birleşik Krallık 29 Afganistanlı LGBTİ+ sığınmacıyı ülkesine kabul etti. Kafile, Afganistan’ın Taliban yönetimine geçmesi ve LGBTİ+’ları ölümle cezalandıracağını açıklamasının ardından uluslararası boyutta atılan ilk somut adım olarak kayıtlara geçti. “Birleşik Krallık benim yeni evim. Yeni bir dil, kültür ve başlangıç. Ama güvendeyim ve özgürüm” diyerek açıklıyor ilk kafilenin misafirlerinden biri. İzlanda, Avustralya gibi göçmen kabul planı açıklayan ülkeler, Taliban yönetiminin potansiyel hedefi olan savunmasız LGBTİ+’lar ve kadınları spesifik olarak tanımlanmadı. Kanada açıkladığı göçmen koruma planına göre 20.000 Afganistanlı sığınmacı kabul edecek. Kanada Başbakanı Justin Trudeau tarafından LGBTİ+’lar ve kadınlar savunmasız gruplar olarak özellikle işaret edildi. Fakat başvuruların Afganistan sınırları dışında olan Afganistan vatandaşları ile kısıtlı olması tartışmaları beraberinde getirdi. İrlanda’nın 400 sığınmacı kabul edeceğini açıkladığı planda LGBTİ+’ları özellikle belirtti. Fakat Atlas Okyanusu kıyısında ada ülkesi olan İrlanda bile göçmen başvurularını ülkeye ulaştıktan sonra kabul ediyor. Avrupa Birliği çekilme kararı ve planını eleştirmekten öteye hiçbir adım atmadı. Avrupa Birliği’nin kayıtsız tutumu belki de bu krizde en büyük sorumluluğu olan ABD tarafında da çok farklı değil. Başkanlık sürecinden bu yana iç ve dış siyasetteki etkisiz ve yetersiz imajını kamuoyundan alacağı Afganistan çekilme sürecinden ihtiyaç duyan Biden, 2022 ara seçimleri öncesi valilik seçimlerinde Virginia Eyaletinden gelen mağlubiyeti önleyemedi. Geçtiğimiz seçimlerde Trump’a karşı %10 farkla kazandığı Virginia seçimlerinde valilik seçimlerini kaybetti. Biden yönetimi henüz Afganistanlı LGBTİ+’lara yönelik herhangi somut bir adım atmış durumda değil. Erdoğan iktidarı ise tarihsel-sosyolojik bağlarımız olan Afganistanlı sığınmacılara karşı İran sınırına duvar ördü. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “resmen tanımadığı” Taliban yönetiminden gelen heyeti Ankara’da ağırladı. ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden sonra, Türkiye NATO üyesi ülkelerden Kabil’de büyükelçiliğini olan tek ülke konumunda. Türkiye’nin Afganistan’da bir şeriat rejiminin doğumuna garantörlük etmesi, kontrolsüz göç akışına engel olmadığı gibi aramızdaki tarihsel-sosyolojik bağların gereği olarak açıklanamaz. 

LGBTİ+’lara devlet destekli cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği odaklı ayrımcılığın ölümcül boyutlarda olduğu ülkelerden güvende olabilecekleri ülkelere kaçmalarına yardımcı olan Kanada merkezli Rainbow Railroad organizasyonunun Afganistanlı LGBTİ+’lara yönelik örgütlü ve önemli çalışmaları var. Son olarak Birleşik Krallık’a ulaşan kafileye yönelik çabaları çok değerliydi. Sadece Afganistan için değil, İran, Suudi Arabistan, Irak gibi devlet destekli şiddete maruz kalınan ve  tehlike altında olan tüm LGBTİ+’lara kapıları açık. Bir süredir gönüllü olarak destekte bulunduğum Trans Asylus ile devlet destekli ya da aile şiddetine maruz kalmış Trans ve Non-Binary’lere güvende olabilecekleri ülkelere kaçmaları için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Çok kısa sürede deneyimlerimden anladığım yasal güvenceler olmadığı sürece bireysel adımlar atmanın çok zor olduğu. Fakat Suudi Arabistanlı trans erkek Sam’in şu an güvenli bir ülkede olduğunu bilmek ve bu şartlarda bile bir şekilde gerçekleştirilebileceğine tanık olmak umut vericiydi. 

(Sarwar Azad’ın hikayesi ve ismi onu korumak adına değiştirilmiştir. “Sarwar” Farsça’da Lider, “Azad” ise Özgür anlamına geliyor.)

Görsel: 25 Ağustos 2021’de Ankara’da yapılan Afganistanlı LGBTİ+’larla dayanışma eyleminden. (Adem Altan/AFP/Getty)

Linkler

https://www.indyturk.com/node/401256/yazarlar/trump-ve-biden-abdnin-afganistandan-çekilmesini-nasıl-berbat-etti

https://www.gazeteduvar.com.tr/afganistanda-lgbtilarin-cevresine-orulen-duvarlar-ve-talibanin-hedefi-haber-1531996

https://www.advocate.com/commentary/2021/8/16/dire-plight-lgbtq-afghan-refugees

https://time.com/6091111/lgbtq-refugees-afghanistan/

https://www.hrw.org/world-report/2021/country-chapters/afghanistan

https://tr.euronews.com/2021/08/22/afganistan-da-lgbt-bireyler-uluslararas-toplumdan-yard-m-bekliyor

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-57733786

Sponsored by the Rosa Luxemburg Stiftung with funds of the Federal Ministry for Economic Cooperation and Development of the Federal Republic of Germany. The content of the publication is the sole responsibility of Velvele and does not necessarily reflect the position of RLS.

1 Comment

Bir Cevap Yazın