Yeryüzü Ağacı: Bengi Berk

topuklu ayakkabı

bazen sadece 8 yaşındayım
bazen de cevval bir savaş gazisi 
bi saniye
8 yaşında cevval savaş gazileri mevcuttur
içimde çağlayan ezgin bir kadının 
öfkeli ve baştan çıkarıcı türküsü 
ayak sesleri bastırıyor 
o koskocaman ağıtlı türküyü 
bir topuklu ayakkabı giydir haydi bana da kadın 
beraber geçelim üstünden tüm kemirgen hislerin 
belki diner öfkemiz 
belki biraz olsun soğur içimiz 
ama yok dinlemiyor beni kadın 
öfkeli türküsünü söylüyor
hatta öyle ki topuklu ayakkabısıyla tepinerek
bulanık hisli bir ritim tuttuyor 
su da bulanık akan 
ilk kanım mı karıştı yoksa gözyaşım mı
bilmiyorum 
bulanık su köklerime yarar mı 
henüz yeni bitmiş otların kokusu doluyor ciğerlerime
korkuyorum yaşamak uğultusu alıyor nefretimi bildiren tüm sözlerimi
suya anlatıyor
bulanık suya 
körpe nefesimle harlanmış bulanık suya
kanımla kararmış bulanık suya
gözyaşımla tuzlanmış bulanık suya
su onları da alıveriyor 
akan bitimsiz kucağına 
yutuveriyor
su oluyor sözler 
nefret şimdi
yeni bitmiş otların tertemiz soluğu 
ayağımı değdiriyorum şimdi bulanık suya 
korka korka 
göremeden ayağımı
hissediyorum ürpertici soğuk,
her ses şimdi boğuk
nefret şimdi ayağımdaki kaygan yosunun dokunuşu
kadının öfkeli ve baştan çıkarıcı türküsü,
henüz yeni bitmiş otların yumuşak kokusu 

sarmaşık

varlığın
içimdeki köksüz sarmaşık 
varlığın
dünden alıp yarına verdiklerin
soluğun, yorulmuş ağrılardan kekre dudak çizgilerin
sen evrenin göğsünü kavradığı gün iteklemiştin ellerini 
evrenin kavradığı tüm işteşlere el sallamıştın
orada hiçbir şeyin her şey olduğu 
o zeminsiz tabanda 
bağdaş kurmuştun 
tüm bitimlere el sallamıştın
işte tam o an görmüştüm seni 
saat kaçtı bilmem çünkü benim saatim 
senin eline baktığımda nokta olmuştu
elinin başladığı noktadan bittiği noktaya kadar tanımıştım seni 
o anda o fotoğraf çekimi süresinde 
içime köksüzlüğünü bırakmıştın
hala orada şimdi büyüyor göğsümden saç diplerime kadar
belki büyüdükçe beni de nokta kadar çok yapacak 
öyle ki 
bitimsiz bir doğruya bile sığmayacağız 

Görsel: Bengi Berk

Author

  • Bengi Berk

    Sustuklarımın içimden kalemin kağıt üzerinde açtığı sonsuz imkanlı kucağa akması gerekiyordu. Yoksa ağlayacaktım. Görüyorsunuz ya kendimi tanıtırken bile kelimelerle oynaşmaya meyilliyim. Yaşım, mesleğim, nasıl göründüğüm ya da kimleri sevdiğim en az sizinkiler kadar sıradan ve hayret verici. İşte ben de her gün bu yaşam denen olağan kaostan cımbızladığım hikayeleri bazen şiirle, bazen resimle, bazen türküyle dünyanın bir yerlerine dövmeye aşığım.

Bir Cevap Yazın